Fotoğraftaki yaş almış beyefendi size bir yerden tanıdık geldi mi? Belki bir kova tavuk üstünde gülümsemiştir size. O, 121 ülkede zinciri olan Kentucky Fried Chicken (KFC)’nin kurucusu Albay Harald Sanders…
Sevdiğim bir Japon atasözü der ki:’ Yedi kere düş ama sekiz kere ayağa kalk’! Bu söz Sanders’ın hayat öyküsüne cuk oturuyor. Çok düşmüş ama her defasında ayağa kalkmış biri o. Hatta bir kez de intiharın eşiğinden sönmüş. Asıl ilham verici olanı ise en büyük çıkışını ise çoğumuzun emeklilik yaşı olan 66’da yapmış olması! Sanders 1890 doğumlu, 5 yaşında babasını kaybettikten sonra annesi çalışmak zorunda kaldığından, küçük yaştaki kardeşlerine bakar. İlk yemek pişirme deneyimi bu zamana rastlar. Üvey babası onun çocuk yaşta evden ayrılmasına neden olur. Hayat onun için o kadar erken başlamıştır ki, 17 yaşında 4 ayrı işe girmiş, çıkartılmış biridir. Yaşını büyük gösterip, orduya katılır. Ama sanmayın ki ‘albay’ ünvanı askeri kıdemidir, bir sene sonra terhis edilir. 18 yaşında evlenir, birkaç sene sonra ikisi kız, biri erkek üç çocuğun babasıdır ancak oğlunu kaybeder. Bu arada trenlerde kondüktörlük yapmaya başlar. Bu işten de atılmasından sonra eşi çocuklarını alarak onu terkeder. Eşinin ve ailesinin gözünde o hiçbir işte dikiş tutturamayan işe yaramaz biridir. O yıllar için haksız da sayılmazlar. 40 yaşına geldiğinde kendisinin bile hatırlamadığı sayıda işi denemiş ancak hiçbiri uzun süreli olamamıştı. Hukuk okumaya karar verdi ancak bu yolculuğun da bir limanı olmadı. İntiharın kıyısına varacak kadar umutsuz ve işe yaramaz hissediyordu kendini! Şüphesiz, kırkını geçmiş olan hayat yolculuğunda en büyük hatası, kendi yetenekleriyle örtüşen işi yapmamasıydı. Tam o anda, çok iyi yemek yaptığını hatırlayarak, bu işe yönelmeye karar verir. Kentucky eyaletinin Corbin şehrinde işlettiği benzin istasyonunda başlar önce, tarihin ilk KFC’si benzin alanlara kızarmış tavuk servis eden küçücük bir yerdir. Diğer taraftan yaptığı tavuklar öyle beğenilir ki işleri artar,?otoyolun karşısında küçük bir restoran daha açar. Sanders’ın lezzetli menülerinin ünü kısa süre içerisinde tüm eyalete yayılır. Hatta kendisine eyalet mutfağına yaptığı katkılardan dolayı Kentucky Albay rütbesi verilir. Tavuk sosunda kullandığı 11 baharattan oluşan tarif, Dünya’nın en sıkı korunan tariflerinden biridir; 1940’da el yazısıyla yazılmış orijinal tarif halen hareket algılama ve gözetim sistemi tarafından 24 saat izlenen dijital bir kasada kilitli tutuluyor.
1950’lerde tam işler yoluna girdi derken, hayatının en sert düşüşlerinden birini daha yaşar. Sahip olduğu motel ve restoranın olduğu otoyol, yenisinin yapımından sonra kervan geçmez bir hal alır. İflas eder, 66 yaşındadır. Altında ford araba, cebinde bir tarif ve eski tavuk kızartıcı makinesi ile ülkedeki tüm restoranları dolaşmaya başlar. Arabasında yatıp kalmaya başlayan Sanders, tarifini satmaya çalışır ancak hiçbir restoran onunla ilgilenmez. Hatta rivayet o ki Amerikalı yaşlı adam tam 1008 restorandan geri çevrildikten sonra 1009. restoran teklifini kabul eder. Anlaşmalarına göre, gizli tarifiyle ‘albaylaştırma’ işlemi uygulayarak satılan her tavuktan 5 sent kazanmaya başlar. Hazırladığı tavuklar yine çok sevilir ve 1960’larda Kentucky Fried Chicken artık çok bilinen, ünlü bir markadır. Şirketini 1964 de yatırımcı John Brown Jr.’ye satmaya karar verir. Anlaşma kapsamında 2 milyon dolar nakit para alır ayrıca şirketin resmi yüzü olarak kalacak ve bunun için her yıl kendisine 250.000 dolar ödeme yapılacaktır. 1980’deki vefatına kadar bolluk ve mutluluk içerisinde yaşar.
Bu noktada KFC tavuklarının sağlığa fayda ve zararı veya lezzeti hakkında yorum yapmıyorum, kızartma ne kadar dostsa damarlara o kadar faydalılar. Benim bu hikayede gördüğüm emekli olacak yaşta kapı kapı dolaşıp, tarifini satmaya çalışan bir adamdır
Hayat ne 18’de, ne 30’da, ne de 50’de başlar, hayat ayağa kalkmaya karar verdiğiniz an zaten başlamıştır!
Verimli, keyifli, mutlu bir gün dileğiyle ☕️💕
Sevgilerle
Elif Gılbaz Ata
#kfc #haroldsanders #yaşamöyküsü