Cemal Kaşıkçı’dan kalanlar 👩🏼‍💻📓🔎

“Artık bir vatanı olmayan adam için yazmak yaşamak için bir yer haline gelir” (Theodor Adorno)

Yazmak onun için de vatandı! Dünyada yazabildiği son makalesinde şu pasajlar geçiyordu: “Arap dünyası bugün kendi Demir Perde’siyle yüzleşiyor. Perdeyi çekenler ise dış aktörler değil, güç mücadelesi içindeki iç güçler. Arapların, Soğuk Savaş’ın Radio Free Europe’una (Özgür Avrupa Radyosu) benzer bir şeye ihtiyacı var.”

“Yazılarımı yayımlayan Washington Post, onlardan çoğunun Arapçaya çevrilmesi için inisiyatif aldı, onların Arapça olarak da basılmasını sağladı. Bunun için minnettarım. Araplar, yazılarımı kendi dillerinde okumalı. Böylece onları anlayabilir, ABD ve Batı’da demokrasinin çeşitli unsurlarını ve komplikasyonlarını tartışabilirler.”..

“Arap dünyasının eski uluslarötesi medyanın modern bir versiyonuna ihtiyacı var. Vatandaşlar böylece küresel olaylar hakkında bilgi sahibi olabilirler. “…

Biliyoruz ki, Cemal Kaşıkçı, evliliği için belge almak amacıyla 2 Ekim 2018’ de girdiği Suudi Arabistan konsolosluğundan bir daha çıkamadı.

Vasiyeti Medine’de defnedilmekti ancak öyle bir cinayete kurban gitti ki ondan geriye defnedilebilecek tek bir parça halen bulunabilmiş değil. Kusursuz cinayet yoktur ancak ondan geriye kalanlar niçin bulunamadı? Öncelikle ‘neden’ sorusundan ilerleyelim. Kaşıkçı’nın Washington Post’da yayınlanan özgürlükçü makaleleri Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman’ı (MbS) rahatsız ediyordu. Ancak kalem kırılmasının tek nedeni bu değildi. Cemal Kaşıkçı Kanada’da yaşayan MbS muhalifi aktivist bir Suudi vatandaşı olan Ömer Abdülaziz ile birlikte küresel

“trol ağı” projesi üzerinde çalışmaktaydı.

Buna “Arı Ordusu” adını vermişlerdi. Arı ordusu Mbs nin kara kutusu olan trol ağına karşı mücadele edecekti. Cemal Kaşıkçı’nın Türkiye’yi İslam dünyasına rol model görmesi, Riyad’ın Yemen savaşı politikalarını eleştirmesi ve hakkındaki ‘Katar ajanı’ iddiaları da diğer nedenlerdi. Cemal Kaşıkçı bir süre önce yazdığı makalesinde muhalif yazıları nedeniyle beş yıl hapis cezası alan meslektaşı için bu cezayı çok ağır bulmuş ve sert dille eleştirmişti. Kuşkusuz kendisi için düşünülen bu infazdan bihaberdi.

Şimdi ‘nasıl’ üstünde duralım. Ferhat Ünlü, Abdurrahman Simsek, Nazif Karaman tarafından kaleme alınan ‘Diplomatik Vahşet’ isimli kitapta o gün konsoloslukta yaşananların ses kayıtları hakkında detaylı bilgi bulunuyor. 2 Ekim günü saat 13:14’de Cemal Kaşıkçı içeri alındıktan sonra 15 kişilik tim onun canını iki saat içinde almış ve cesedini yok etmişlerdi. Bu sıradaki ses kayıtlarında Kaşıkçı oğlu Salah’a “İstanbul’dayım, benden bir süre haber alamazsanız endişe etmeyin” mesajını yazmaya zorlanmış, o kabul etmeyerek, timi afallatmıştı. Ses kayıtlarına göre Kaşıkçı infaz timine karşı son derece vakur ve korkusuz bir duruş sergilemişti. Birden fazla kişinin üstüne çullanmasıyla boğularak öldürülmüştü. Son sözleri “ağzımı kapatmayın, astımım var beni boğacaksınız” şeklinde duyuldu. Neredeyse 100 kg du ve bu 6-7 dakika kadar sürdü. İnfaz timindekilerden biri Mobil otopsi ve formaldehit uzmanıydı. Bir diğeri toksikoloji uzmanıydı. Cesedin asitle yok edilmesi imkansız bunun için en az 200 litre asit veya benzeri kimyasal gerekiyor. Ancak DNA kanıtlarını yol etmek üzere çok hassas bir çalışma yaptıkları kesin. Onu dışarıya 5 bavulla taşıdılar ve geriye kalanların nerede olduğu sır kaldı. 15 kişilik timde bir kişi de onun dublörüydü görevi Mobese kameralarına onun kıyafetleriyle görünerek, canlı olduğu algısını yaratmaktı. Maktulun kıyafetleri olsa da, ayak numaralarının farklı oluşu bunun tespitini sağladı.

Velev ki o bir Katar ajanıydı, nişanlısı Hatice Cengiz’de diyelim ki öyleydi ancak suçu ne olursa olsun hiçbir insan bu şekilde ölmeyi hakketmiyor. Dua okunacak bir kabri bile yok! Bir yazardı, kendi vatanı için görüşleri vardı, bir babaydı, bir dedeydi ve bir insandı.. “Asıl trajedi bir adamın kötü olmaya cesaret etmesi değil, milyonlarca insanın iyi olmaması”..

Sevdiklerinizle birlikte mutlu bir Pazar dileğiyle..

Sevgilerimle 💝

#cemalkaşıkçı #diplomatikvahşetkitapözeti

2 Comments

  1. Elifcim kalemine sağlık varol . Kaşıkçı cinayeti zihinlerde yarattığı korkunç vahşetle , tüm dünyada yankı uyandırdı ancak üstü kapatılıp unutulmaya yüz tuttu. Büyük resme bakarsak , Araplar petrol sayesinde çalışmadan üretmeden , rahat ama dışa bağımlı yaşayan Emperyalizmin kuklası olup ipleri dışarıdan yönetilen buna karşın halkını demir yumrukla susturan hiç bir hak ve özgürlüğün olmadığı antidemokratik bir ülke . Kaşıkçı olayında ona ABD nin kucak açmasıda aslında onu kontrol altında tutmak ve izlemek açısından yararlıydı Kaşıkcı herşey gözönde yaşanırken bu tuzağa nasıl düştü ABD ye veya İngiltere ye nasıl güvendi belkide çaresizdi . Kaşıkcının üzerinde Emperyalizmin ve onun kuklası olan herkesin kanı var .Atatürkün şu sözü işin özeti aslında “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” Araplar petrolün sayesinde varlıklarını sürdürüyorlar ancak petrolünde sonu geldi . Araplarında öyle . Irak , Afganistan , Suriyenin akibeti neyse Suudlarda sırada bence hazırdan zahmetsizce sürülen hayatları sürüp gidemez ne yazıkki . Ez cümle hiçbir insan hiç bir canlı bu şekilde ölümü hak etmez . Zalimler ellerindeki kanla yok ettikleri canların ah larıyla tarih sahnesinden hak ettikleri şekilde yok olmaya mahkumlardır.

    Liked by 1 kişi

  2. Insan kadar korkunç baska yaratilmis var mi ? Zevk için, intikam için öldüren başka bi canli? Hep demez miyiz “Allah ölümün de hayırlısini versin ” Kalemine sağlık canim iyi pazarlar 😘😍

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s