Dünya’da seçim efsaneleri🍀🧚‍♀️🌿

Bugün günlerden seçim.. 31 Mart yerel seçimi için sandığa gidiyoruz. Demokratik bir ortamda, huzurlu bir seçim olması dileğiyle, sonuçlarının adı konmamış ancak iyice hissedilen ekonomik kriz ve ülkemizde yaşanan ciddi sorunların çözümüne pozitif katkı sağlamasını canı gönülden temenni ederim.

Bu seçim sabahında Dünya’da yaşanan ve halen uygulanan ilginç seçim ve referandumlardan kısa kısa örnekler seçtim. Keyifli okumalar olsun 😊

1- Zaman: Ülkemizde olduğu gibi, pek çok demokratik ülkede seçimler Pazar günü olmasına rağmen bazı ülkelerde geçmişten gelen alışkanlıkların devamı niteliğinde farklı günlerde yapılıyor. Örneğin Amerika’da Başkanlık seçimleri Salı günü. Peki neden? Yanıt 1800’lü yıllardan kalma bir karar… Uzak bölgelerde tarımla uğraşan Amerikalıların, atla kent merkezlerine gidip oy kullanıp geri dönmeleri 3 günü bulabiliyordu.

Hafta sonu ise dini görevlerini yerine getirenler düşünüldüğünde salı ya da çarşamba günleri en uygun alternatiflerdi. Çarşamba günleri birçok kentte pazar kurulduğundan salıda karar kılındı ve halen Salı gününe devam😊

2- Mesafe: En uzak yerden kimler oy veriyor? Kilometrelerce mesafedeki gurbetçilerden daha da uzakta oy kullananlar var: Uzaydaki astronotlar! 1997’den beri uzay istasyonlarında görev yapan Teksaslı kozmonotlar güvenli bir e-mail sistemi üstünden oylarını NASA’ya ulaştırıyor.

3- Tartışmasızlık: Yüksek demokrasi deyince aklımıza gelen ülkelerden biri olan Kuzey Kore’de 🙈 her beş senede bir seçim yapılıyor ancak tek aday oluyor. Seçmenler evet veya ret sandığına oylarını kullanabiliyor. Ancak ret sandığına kimse oy atmaya cesaret edemiyor. (%99.97 evet oyu)

4- Referanduma açıklık: İsviçre bu konuda ‘en’lerden biri. Her İsviçre vatandaşı onanan yasalara karşı yüz gün içinde 50 bin imza toplarsa, referanduma gidilebiliyor. Yakın geçmişte inek ve keçilerinin boynuzlarının uzatılması veya kesilmesi konusunu karara bağlamak için sandığa gittiler.

5- Mütevazılık: 1952’den beri tahtta olan Kraliçe II. Elizabeth hiçbir seçimde oy kullanmadı. Nedeni ise, kendini siyasetin üstünde konumlandırması ve tarafsız kalmayı istemesi. Nasıl derseniz majesteleri 😌

6- Hesap- kitap: 1927 yılında Liberya’da 15 bin seçmen var iken, 234 bin oy ile kazanan Liberya Devlet Başkanı Charles D.B. King’in nasıl bir seçim propagandası yürüttüğü hesaba kitaba sığmadı ve Guinnes rekorlar kitabına ‘en hileli seçim’ olarak girdi. Rakibi sadece 9 bin oy alabildi.

7- Beklentisizlik: Brezilya’da iki kez üst üste seçimlerde parlamentoya girmeye hak kazanan Francisco Everardo Oliveira Silva bir palyaço ve aktördü.

Palyaço karakteri Tiririca kılığında, “federal bir kongre üyesi ne yapar? Gerçekten bilmiyorum – ama bana oy verir ve size bildiririm!” “Daha kötüye gidemez, Tiririca’ya oy ver!” sloganlarıyla kampanyasını yürüttü. Rakipleri, onun okuma yazma bilmeyen, bir ırkçı olduğunu söylemesine rağmen, Silva, 2010 seçimlerinin tamamında herhangi bir adayın en fazla oyu aldı. Aynı ülkede yolsuzluktan bıkan halk Cacareco isimli bir gergedana 100 bin oy vermişti. Halen

“Cacareco Oyu” Brezilya’daki protesto oyu anlamına gelen bir terim olarak kullanılıyor.

8- Seçicilik: Avrupa’nın 37.000 nüfuslu küçük ülkesi Liechtenstein’da vatandaşlar, yeni vatandaşlık başvurusu yapan kişilere vatandaşlık verilip verilmemesi konusunu oylarıyla belirliyor. Öyle herkes Liechtensteinlı olmamalı zaten😊

Keyifli, mutlu Pazarlar, hayırlı seçimler efendim…🤗

Sevgilerle 💝