Farsça kökenli hoş bir kelime var: Ruşendil… Görme yetisini kaybedenlere ‘kör’ demenin incitebileceği düşünülmüş ve ‘gönül gözü gören’ anlamındaki bu nahif kelimeyle hitap edilmiş.
Necdet Turhan… adı tanıdık gelmeyebilir; onu THY’nin zirve başlıklı reklamında tanıdık. (İzlemeyenler görme ve işitme engelliler için hazırlanmış versiyonunu aşağıdaki linkten izleyebilirler..)
O bir ruşendil, 23 yaşından beri üstelik.. Kornea sorunları nedeniyle gözlerini kaybettiğinde, durumu kabullenmesi zaman almış. Bir ilaç firmasında ‘sağlık için değer’ vizyonu ile çalışsam da, insanın ilacının kendi ruhunda olduğuna çoğunlukla inanırım. Gördüğü günlerden kalan bir fotoğraf; bir dağ zirvesi ruhunun ve bedeninin ilacı olmuş. Necdet Turhan, 1957 Balıkesir doğumlu, memleketi ise Bursa. O, Türkiye’nin ilk görme engelli dağcısı ve milli atleti ve kesinlikle sınır tanımayan savaşçı biri. Onun hakkında araştırmak ve yazmak istedim çünkü adı bilinmeye değer..
‘Görmeme’ye alışması için gördüğü rehabilitasyondan sonra, liseyi dışarıdan bitirerek, ODTÜ Siyasal bilimi ve kamu yönetimini kazanmış. ODTÜ’deki üniversite yılları çok önemli; çünkü baştan istenmediği ‘Dağcılık ve kış okulları spor kolu’ onun için dönüm noktası olmuş. Kendini kabul ettirmesi ısrarının ve azminin bayrağından başka bir şey değil. Kondisyon kazanmak için atletizme yönelmiş, nefesi tükeninceye kadar koşmuş hep hayalindeki zirveye. Buzla kaplı bir dağ, yalçın kayalar, tek adımın çok önemli olduğu noktalar düşünün. Dağcılık gözleri gören için tehlikeli olabilirken, gözleri görmeyen için ölüm tehlikesi sezgilerinin sınavına kalıyor. İlk kez Bey Dağları ve Erciyes’e tırmanır ve dağcılık camiasına kendi kabul ettirmiş olur. 2002-2017 arasında THY’nin projesi ‘beş kıtada, beş maraton, beş zirve’ yi başarı ile tamamlar. Beş bin metreyi geçen dağlara tırmanır; Ağrı ve Kilimanjaro gibi.., Kendi geliştirdiği yöntem olan çan sesini takip ederek yolundan hiç dönmez.. Zirve kucak açar, dağların ruşendiline! Reklam filminde onu Mont Blanc’in zirvesine yakışırken görmektesiniz.
Hayatlarında apansız ve ağır değişikliklere maruz kalan insanlar, ruhlarına iyi gelecek ilacı bulduklarında ‘hayat nefes almaya ve yaşamaya değer’ olur! Spor ruhun ve bedenin gıdasıdır; verdiği ilaç çok basittir aslında: ‘kendini sevmek’….
Tüm sevdiklerinizle keyifli ve mutlu bir Pazar günü geçirmeniz dileğiyle 😍
Sevgilerimle💝
Elifcim yine farklı ,çarpıcı ve etkileyici bir konuyu kaleme almışsın . “İnsanın en büyük rakibi kendisidir “ sözünden hareketle öncelikle kendi ruhunun , aklının ve duygularının zirvesini görmeyen gözleri yerine gönül gözüyle fethetmiş sonrada olmaz denilen zorlukları … ders çıkarmak isteyenlere kocaman bir hayat dersi aslında .
BeğenLiked by 2 people
Çok teşekkür ederim can teyzem yine özüne inmiş, madeni çıkarmış ışıltısı yüzüne yansıyor, yürekten taşıyor. Yüzümdeki tebessümsün teyzecim bu güzel hisleri yaşattığın için yüreğine sağlık.💝 😍💜
BeğenBeğen
İnanılmaz derecede muhteşem 😮😮
İnsan ne muazzam bir makine. Gönül gözünün açık olması için illa kör mü olmak lazım ki acaba, belki de asıl şanslı olan o..
Kalemine sağlık meleğim, yine umut dolu bir yazıyla günümüzü aydınlattın 👏😍
Ve insan istedikten sonra başaramayacağı hiç bir şey yoktur gerçeğini bir kez daha gözüme soktuğun için ayrıca teşekkür ederim 😉
BeğenLiked by 2 people
Gül’üm bu güzel yorum için teşekkür ederim💝 En sona kalan dondurma gibi bu yorumlar benim için, gerçekten çok keyif veriyorsun sözcüklerinle😍 Her zaman pozitif, korkusuz, Yılmaz… Benim Gül’üm bakar ve görür. Şükredecek çok şeyimiz var; kardeşlik gibi …Öpüyorum çok, kavuşmak üzere canım 😘🌹
BeğenBeğen
okurken utandım. Engeller beynimizde bir kez daha anladım. İstemek, inanmak muhteşem. Sen de o kadar naif aktarmışsın ki ,”ruşendil”e yaraşır şekilde. Kalemine yüreğine sağlık can..💜🌼🐰
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim Nesrinim balım 💝
İnsan bir şeyi çok ama çok isterse, azim ve sabır eklerse harcına, bir bakar ki düşler gerçeğe dönmüş 😍Hislerin seni hiç yanıltmasın, öpüyorum kavuşmak üzere canım😘🌹
BeğenLiked by 1 kişi