Raşid Tuğral, ülkemizin en seçkin üniversitelerinden biri olan ODTÜ’den Fizik bölümü mezunu. Ankara Sincan’da, eğitime önem veren dindar bir ailede büyümüş. Türk edebiyatı üzerine doktora derecesi bulunan babası lise öğretmeni, ağabeyi ise bilgisayar mühendisi, aynı zamanda besteci, kendisi ise lisans derecesi aldığı alan dışında ‘national geographic’ de fotoğrafları yayınlanan bir gökyüzü fotoğrafçısı, bisikletçi ve amatör dağcıydı. Arkadaşlarının tanımladığı üzere, dışa dönük ve espritüel bir kişilikti. Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü o artık yaşamıyor.
Raşid 2007’de girdiği ODTU’den 2014’de mezun olurken, dünya görüşü ve dine bakışı oldukça değişmişti. Bunda en büyük etkenin, ODTÜ Mescit Topluluğunun da çalışma yaptığı mescitte düzenlenen tefsir dersleri olduğu iddia ediliyor.
2014’e kadar, İslam anlayışı ümmetçilikten çok bireyseldi. Sınıf arkadaşının aktardığı kadarıyla: Tuğral kendini “Ben namazımı kılarım, ibadetimi yaparım Ama sosyal hayat ne gerektiriyorsa onu da yaparım” sözleriyle ifade ediyordu. Ne olduysa, 2014 bahar ve yazı, Raşid’in düşüncelerinin koyulaştığı ve fikrinin radikalleştiği dönem oldu. Hitabeti ve telaffuzu kuvvetliydi, ara ara mescitte imamlık yapmaya başladı. Birkaç arkadaşıyla birlikte mescide kapandı ve Kuran’ı Selefi inanç esasları uyarınca tefsir etti. Tefsir çalışmalarıyla birlikte, Kuran ile hadisler dışında kalan her şeyi din dışı kabul eden Selefi inancını benimseyen Raşid ve arkadaşlarının hayatlarındaki önemli değişiklikler de bundan sonra başladı. Kuran ve hadislere yorum katmadan, sormadan, sükut içerisinde yazıldığı gibi uygulama eğilimindeki Selefi inanca Raşid bağlandı. Çok sürmedi ki Işid (Deaş) ‘ın cihat çağrısını farz ve mutlakiyet yolu görmeye başladı. Hatta annesine, bu çağrıya uyamadığı için kendisini günahkar hissettiğine dair gözyaşı döktü.
Mezuniyetinin ardından, 2014 Ekim ayında Finlandiya Jyväskylä Ünivesitesi’nde Fizik Bölümü’nde yüksek lisans öğrenimine başladı. Tamamlayamadı, nedeni açık. Oda arkadaşının hakkında söyledikleri:“Sık sık IŞİD’e katılmak istediğini söylerdi. Sabaha kadar bilgisayarının başında olurdu. Derslerine gitmez, camide vakit geçirirdi; bazen bir-iki gün eve gelmediği bile olurdu. İlgilendiği iki şeyden biri İslam, diğeriyse fotoğrafçılıktı.”
Raşid’in Finlandiya’daki güvenlik ve istihbarat servislerinin dikkatini çekmesi çok sürmedi, kaldığı eve polis geldi, sorgulandı ancak tutuklanmadı. Bu macera uzun sürmedi, Raşid Ocak 2015’de Türkiye’ye götürecek olan trene bindi ve bir daha da Finlandiya’ya geri dönmedi. 9 Ocak’ta Ankara’daki evinden ayrıldı ve 10 Ocak’ta IŞİD’a katıldı. Burada iki nokta var, birincisi, Finlandiya istihbaratı, dikkatlerini çekmiş olan Raşid hakkında Türkiye’yi uyardı mı? İkincisi, kırmızı alarm veren bir sınırı yasadışı yollarla geçmek neden mümkün?!
Raşid Tuğral Facebook profilinde IŞİD militanı olarak hayatını anlatmaktan hiç çekinmedi. Neler demiş mesela?, “Hilafet topraklarından selamlar…Tek başıma geçirdiğim 14 saatlik yolculuğun ardından hayatımda ilk kez Urfa’ya geldim ve ocak ayının 10’unda her şeyi geride bırakarak İslam Devleti topraklarına hicret ettim. Urfa’dan Tel Abyad’a geçişim doğal yollardan olmadı elbette. Geçiş oldukça zor sayılırdı. Bayağı bir koşmak zorunda kaldık. O yüzden büyük bir valiz almamam isabetli olmuş. Sınırı geçen kişilerden bir tek Türk ben vardım. Gerisi Tunus’tan Libya’dan, Arabistan’dan gelen kardeşlerdi. Sınırı geçtikten ve 500 metre yürüdükten sonra bizi selektör yakarak bekleyen bir araba bekliyordu.”
“Devlette cariyelerin varlığı doğru. Yezidilerin bir kısmı cariye olarak alınmış ve bunda da İslam’a aykırı bir şey yok (…) Videolardaki kafa kesme videoları ne derseniz bunlar hak edene veriliyor.” Örgütün ona verdiği isim: “Yeni adım tabii ki Ebu Huraira idi, yani Arapça kedilerin babası”
Sosyal medyada İslam Devletinde fazlaca Türk malı olduğundan, trafik ve temizliğe önem verilmediğinden tutun, aldığı eğitimlerde öğretilen emre itaate, evliliğe, hatta yiyecek menüsüne kadar bilgi paylaşımı yaptı. Ancak bu paylaşımları Mayıs ayında terör örgütünün Türkiye’den destekçisi Aişe Zevra Et-Türki ile evlenmesinden sonra önemli ölçüde azaldı. Nedeni olarak, eşinin sosyal medyada zaman geçirmesini kıskandığını belirtmiş Tuğral.
Hikayenin sonuna gelirsek, Raşid, 2016 Ağustos ayında Suriye’de YPG ile girdiği çatışmada öldü. Işid her zamanki gibi cesedini ailesine göndermedi. Ebu Huraira et Sincani, niyazi olup çıktı, ailesine bir mezar yeri, bir avuç kuru toprak bile bırakmadan, kendi seçtiği kuyuda henüz 27 yaşında iken boğuldu. Kendisinin görüntüsünü ekteki videoda paylaşıyorum. Bakın ne diyor Tuğral: ” hayatta sizi siz, yapan tercihlerinizdir. Meslek olarak ben mücahitliği seçtim”!
Bu dünyadaki tüm savaşları iyiliğin ve barışın kazanması, Emine Bulut’ların ölmemesi, çocukların ‘Lütfen ölme anne’ diyen yürek parçalayan yalvarışlarını duymamak dileğiyle 🙏🏻
Sevgilerimle…
Mutlu Pazarlar 💝
#raşidtuğral #annelütfenölme
Elifcim ,ABD nin Ortadoğuyu ele geçirme projesidir IŞID , kendi kulelerini bombalamasıyla başlattığı ve tüm dünyaya servis ettiği bu paralı askerlerin önce beyinleri ele geçiriliyor sonrada her istediklerini yaptırdıkları robotlar haline getiriyorlardı. Irakta, Suriyede ,Tunus, Libya , Afganistanda birçok ülkede boy gösterdiler gittikleri heryere ölüm kan gözyaşı götürdüler . Uyuşturucuya alıştılar bu militanlar haplanıp bedenlerine bomba bağlanıp kendilerini patlattılar ülkemizde de birçok patlamanın sorumlusuydular . Kapitalizmin kanlı elleri başka ülkelerin madenleri ve petrolünün daha doğrusu paraya çevrilecek neyi varsa gaspetmek uğruna önce iç karışıklıklar çıkararak işgal edip savaş çıkararak doymayan aç gözünü doyurmaya devam ediyor. Yazındaki gencin pozitif bir bilim dalında eğitim almasına rağmen nasıl beyninin din kisvesi altında yıkanıp kandırıldığı ve kendi sonunu hazırladığı acı bir örnek .Ayrıca Zülfü Livanelinin bir romanında okuduğum bu Yezidi kızların yürek acıtan öyküleri bu militanlara cariye adı altında sunulmaları,insanlık dışı muamelelere maruz bırakılmalarıda bu dramın başka bir yüzü . Büyük resime bakarsak ülkemizde ne yazıkki şu an bu kirli savaşa Ortadoğunun bataklığına çekilmiş durumda gerçek islamla alakasız bir yaşam süren ve tarihte her zaman bizi arkamızdan vuran araplara hayran ve radikal islamın yolundan gidenler Atatürk’e ve yoktan var edilen Cumhuriyete boşuna düşman değiller. Elifcim kocası tarafından katledilen annenin feryadı ülkeyi derinden üzdü şu an en büyük tehlike toplumdaki sivil silahlanma ve her gün dahada ilkelleşen , değerlerini yitirip ahlaksızlaşan toplum yukardaki bahsettiğimiz konuların sonuçları ne yazıkki …
BeğenLiked by 3 people
Sözün bittiği yer.. ‘Huzursuzluk ‘ u okuyup ben de huzursuz olanlardanım. Okuduğum bir kitapta bir söz vardı: ‘En iyi kitap insana bildiğini söyleyendir’ diye..Senin yorumların da öyle iyi..Güzel yamaklarından öpüyorum, mutlu Pazarlar teyzecim ❤️❤️❤️
BeğenLiked by 1 kişi
Kalemine sağlik Elifim yürek sızlatan bir hikaye :(( “Anne lütfen ölme”, “Çocuğum lütfen ölmesin” feryatlarının olmadığı aydınlık günlere olan umudumu hiç kaybetmek istemiyorum!! Keyifli pazarlar canım ❤🦋⚘😘
BeğenLiked by 2 people
Çok teşekkür ederim Gülin’im. Dilerim aydınlık yarınlar olur tüm çocuklara çok öpüyorum. Keyifli pazarlar diliyorum canım❤️
BeğenBeğen
Kalemine sağlık yavrum.. baska bi yorum yapamayacagim 😔 evlatlarımız dogruyu bulsun, dogru secimler yapsin 🤲🤲
BeğenLiked by 1 kişi
Amin inşallah öyle olsun, bu dilekler tüm çocukları sarmalasın. Öpüyorum Nesrinim keyifli pazarlar diliyorum canım❤️
BeğenLiked by 1 kişi