Yaşasın Cumhuriyet!🇹🇷❤️

Dünya’da pek çok cumhuriyet vardır, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş olan ne ilk, ne de son cumhuriyettir ancak onu özel ve değerli kılan ne şartlarda kurulduğunu ‘hepimizin’ bilmesi, hürriyet ve istiklalin geçmişten, geleceğe tüm Türk milletinin karakteri olarak addedilmesi ve ulusal direniş ve Kurtuluş Mücadelesinin zafer nişanesi olarak, ‘biz’e ait oluşudur. Cumhuriyet kelimesi Arapça, “cumhur” kelimesinden gelmiştir. Cumhur, toplu bir hâlde bulunan kavim yahut millet demektir. Cumhur-i devlet veya sadece cumhuriyet iktidarın millet topluluğuna, umuma ait olduğunu öngören devlet şekli demektir.

Lozan anlaşmasından sonra, cumhuriyetin ilanına kadar kısımda tohumları ekilmiş bir filizin gün yüzüne çıkmasıdır ancak bu Atatürk’ün keskin kararlılığı ve dik duruşu ile mümkün olmuştur. O dönemde kendisini destekleyen Cumhuriyetçiler ile birlikte, fazla sayıda mutlakiyet yanlısı kişiler mevcuttu. Hatta bir kısmı ilk Meclis’te yer alan asker arkadaşları idi.

Cumhuriyetin bu ülkede ne zorluklarla ilan edildiğine dair şu anı sanırım yeterli olacaktır:

‘’… bir gün vekiller heyeti reisi ( başbakan ) Rauf Orbay Bey, Gazi’yi Refet Paşa’nın ( Bele) Keçiören’deki bağ evine akşam yemeğine davet etti.

Rauf bey Moskova büyükelçimiz olan ve o günlerde Ankara’da bulunan müşterek arkadaşları Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’nın da bu yemekte bulunması için onay aldı.

Keçiören , Ankara’nın dışında dağlık bir beldeydi. Yol çok zorluydu ve henüz elektrik yoktu. yaverinin fenerle aydınlattığı patikadan eve ulaştılar.

Hatır sormalar henüz bitmiş,

yemek bile daha başlamamıştı ki,

Rauf Bey Gazi’ye döndü;

“Kemal” dedi,

“ davetimizi kabul edip geldiğin için teşekkür ederiz. Yemeğin yanı sıra seninle baş başa konuşmak istediğimiz bir konu var, bugün seninle o konuyu da

konuşmak istiyoruz.”

Hisleri O’nu yanıltmazdı.

Bozuntuya vermedi.

“Buyurun, konuşalım !” dedi.

Rauf Bey eteğindeki taşları dökmeye başladı:

“Kemal! Bu Meclis senden korkuyor,

o yüzden sana gelemiyor,

tüm şikâyetler başbakan olarak bana geliyor…”

Gazi şaşırdı, belli etmedi.

“ Neyimden korkuyorlarmış?”diye sordu.

Rauf Bey konuya doğrudan girdi:

“ Senin cumhuriyet kuracağından korkuyorlar. Dedikodular giderek yayılıyor.

Bazen o kadar abartıyorlar ki,

eline bir fırsat geçerse, senin padişahı bile bu ülkeden kovacağını söylüyorlar!…”

Gazi donup kalmıştı.

Soğukkanlılığını korumaya çalışıyordu.

Rauf Bey ise içini dökmeye başladı:

“Kemal! Bu vatan tehlikeye düştü, işgale uğradı. En çok sen çaba gösterdin, kurtardın,

biz de sana yardım ettik. Şimdi vatan kurtuldu. Bize göre ‘emaneti sahibine’ iade etmenin zamanı geldi.”

Gazi yemek davetinin bir bahane olduğunu anlamıştı. “Peki Rauf, Sultan Vahdettin için sen ne düşünüyorsun?” diye sordu.

Rauf Bey:

“Kemal, benim babam padişahın baş mabeyinliğini yaptı. Boğazında padişahın ekmeği var.

Şimdi o ekmek benim gırtlağımda.

Ben yediğim ekmeğe ihanet etmem kardeşim. Benim rejim sorunum yok.

Üstelik, madem sordun, söyleyeyim.

Padişah bir İslam halifesi, ben de müslümanım. Dinî terbiyem nedeniyle de padişaha bağlıyım. O makamlar uhrevi makamlar. Senin, benim gibi kişilerin ulaşabileceği makamlar değil. Kaldı ki, bu milletin yüzlerce yıldan bu yana alıştığı yönetim de mutlakiyet yönetimidir,

cumhuriyet değil”.

Gazi’nin yüz hatları gerilmişti.

Ev sahibi Refet Paşa’ya döndü;

“Sen ne düşünüyorsun Refet?” diye sordu. “Aynen Rauf Bey gibi düşünüyorum, Paşam!…” deyip kestirip attı Refet Paşa.

Gazi, masadaki Fuat Paşa’ya,

“Senin görüşün Fuat?” diye sordu.

Fuat Paşa Gazi’nin Harbiye’den sınıf,

hatta sıra arkadaşıydı. Hukukları daha derindi.

Fuat; “Paşam”, dedi,

“biliyorsunuz uzun süredir Moskova’dayım,

duruma muttali değilim, izin verin birkaç gün düşüneyim, yanıtımı sonra veririm!..”

Yani o bile, “Kemal, ben senin arkandayım!…” diyemedi. Masada olmayan dördüncü kişi,

Kâzım Karabekir Paşa ise Erzurum’daydı ve

telefonun öbür ucunda, bu toplantıdan çıkacak kararı bekliyordu.

“Benden ne yapmamı istiyorsunuz?” diye sordu Gazi. “Yarın kürsüye çık, bunları yapmayacağına söz ver!” diye yanıtladı Rauf Bey.

“Bana bir kâğıt verin…”

Bağ evinde gece yarısı kâğıt bulamadılar,

içtiği sigaranın kapağını yırttı ve arkasına hırsla yazdı:

“ Günü geldiğinde Padişahla ilgili kararı

en yüce icraî organ olan TBMM verecektir.”

Yüksek sesle okudu ve sordu:

“ Bu sizi ve Meclisi tatmin eder mi?

Bunu yarın çıkıp okursam, sizce Meclis tatmin olur mu?” “Hah, işte bu olur. Bunu çık yarın kürsüden oku!…”, dedi Rauf Bey.

O Meclisten padişah aleyhinde bir karar çıkmazdı. Bunu biliyorlardı.

Masadaki komutanlar rahatladılar.

Sofra, buz gibi olmuştu.”

Mustafa Kemal Paşa komutanlarla tartışmaya girmedi ve krizi ince hamlelerle çözdü. Ancak bu unutmadı ve Nutuk’ta bu zor anı yazdı.

Seçim zamanı gelmiş ve yeni Meclis seçilecekti. Yeni Meclis ile Cumhuriyet ilan edilecekti.

Düşünün ki yakın gördüğü silah arkadaşları bile Padişaha biat etmek isterken, onun yolu cumhuriyetti ve zaman zaman tek başına mücadele etti..

ATATÜRK Cumhuriyet’in Onuncu Yılı’nı kutlarken,

“Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir” demiştir.

Cumhuriyet bize en kıymetli hediyedir. Binbir güçlükle kazanılan bağımsızlık mücadelesinin tacıdır, aynı şeref ve haysiyetle korumak icap eder.

Henry David Thoreau’nun sevdiğim bir sözü var: “Şeytanın dallarına saldıran bin kişiye karşılık köküne saldıran bir kişi vardır.” Bugün sahip olduğumuz tüm sorunların kökünde aynı çatı altında birlik olamamak yatar. Meseleler etraftan değil kökten ele alınmalıdır. Birlik ve dirlik içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin 96. kuruluş yılı, aydınlık ışığı ve en büyük Bayramı kutlu ve sonsuz olsun!

Ne mutlu hepimize!

Sevgilerimle…💝

#cumhuriyet #enbüyükbayram #nutuk

1 Comment

  1. Büyük Önderimiz e sonsuz minnetle 🇹🇷🇹🇷🇹🇷💜💜 kalemine sağlık canim 😘🤗

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s