Hababam Sınıfı 🤗🏢

“Türk sinema tarihinin en çok izlenilen, en beğenilen filmi hangisi” diye bir soru yöneltilse muhtemelen pek çok kişi cevap olarak Hababam Sınıfı serisini söyleyecektir. Hababam Sınıfı’ndan bahsedilirken “Rıfat Ilgaz’ın romanından uyarlanmıştır” denilir ama esasında Hababam sınıfı bir roman değildir. Rıfat Ilgaz’ın 1956 yılında Dolmuş dergisi için yazdığı 75 kısa hikayenin toplamıdır. Tabii sonrasında bu hikayeler bir şekilde kitaplaştırılmıştır. Aslında çoğu insan için bir öyküden, kitaptan uyarlanan sinema filmleri, orijinal eser kadar tat vermemektedir ama Hababam Sınıfı özelinde bu durum çok farklı bir hal almıştır. Öyle ki Rıfat Ilgaz’ın kaleminden çıkan öyküleri okumuş insan sayısı çok azdır. Bunu kitabın basım sayısına bakarak anlayabiliyoruz. Kitapta geçen hikayelerle ile film arasında pek çok farklılıklar bulunuyor. Kitapta olay devlet okulunda, parasız yatılı öğrencilerin maceraları anlatılırken, filmde mekanımız özel okul oluyor. Kitapta Hafize Ana, Damat Ferit gibi karakterler yer almaz. İnek Şaban’ın tek yaptığı şey ders çalışmak ve ezber yapmaktır. Sınıftaki öğrencilerin elebaşı Tulum Hayri’dir. Filmden anımsayacağımız İnek Şaban’ın altına yapma sahnesi, kitapta Sidikli Turan tarafından gerçekleştirilmiştir. Gene sahte aşk mektubuna inanıp Taksim’de bekleyen kişi Sidikli Turan’dır. Kızların da yer aldığı seride, kızlara karşı kafatasının içine ampul koyup korkutma olayı, kitapta İnek Şaban’a yapılan bir şakadır. Bunlar gibi onlarca farklı şey vardır kitapla film arasında.

Rıfat Ilgaz hikayeleri yayınladığı dönemde pek çok tepki alır. Çünkü kendisi de eğitimci olan Rıfat Ilgaz, hikayelerinde eğitim sistemine büyük eleştiriler getirmiş, siyasi taşlamalarda bulunmuştur. Başlarda bir sınıfın başından geçen komik maceralar anlatılıyor olsa da, son hikayede Hababam Sınıfı siyasi bir kurum, sisteme karşı direnen bir çatı konumunda olmuştur. Derken sene 1963 olur ve Rıfat Ilgaz, 20 yaşlarında genç bir tiyatrocudan bir mektup alır. Bu genç, arkadaşlarıyla beraber Hababam Sınıfı’nı tiyatroya uyarlamak istediğini söyler ve bunun için Rıfat Ilgaz’dan izin ister. Rıfat Ilgaz cevabi mektupta şöyle yazar: “Önce bu yürekli girişiminizden dolayı sizi kutluyorum. Arkadaşlarınızla birlikte böyle bir girişimde bulunmanız beni ziyadesiyle memnun etti. Yıllardan beri, tiyatro ve sinemadan pek çok yakın dostuma sizin önerdiğiniz projeyi anlatmaya çalıştım ama kabul görmedi. Hababam Sınıfını oyunlaştırıp, sahneye koymak isteğinizin benim için hiç bir mahsuru yok. Size her türlü desteği vermeye hazırım. hiç durmayın başlayın. Arkadaşların mete ve ümit’e de selam ve sevgilerimi ilet. Başarılar dilerim” Bu yazışmalar sonunda Hababam Sınıfı tiyatro metni haline getirilir. Bu piyesi de bizatihi Rıfat Ilgaz yazmıştır. O 20 yaşındaki genç, arkadaşlarıyla beraber tiyatro sahnesinde bu oyunu oynamaya başlar. Bu ilk sahneleme ile, ileride sinema halini almaya teşvik edecek 20 yaşındaki gencin adı Zeki Alasya’dır. Metin Akpınar, Ercan Yazgan gibi genç arkadaşlarıyla beraber bu oyunu oynarlar, Zeki Alasya Tulum Hayri’yi canlandırırken, Metin Akpınar da Refüze Ekrem rolündedir.

Hatta bu tiyatroda İnek Şaban’ı da tüm eleştirilere rağmen genç bir kız olan Suzan Uztan canlandırır.

O yıllarda kapalı gişe oynayan bu eser elbette sinemaya aktarılacaktır. Rıfat Ilgaz, eserin filmleştirilmesi için telif hakkını Atıf Yılmaz’a verir ama sansür kurulu “Öğretmene kel denmez” diyerek filmleşmesine izin vermez. Daha sonra Ertem Eğilmez telif hakkını satın alır ve film için oyuncu aramaya başlar. Ekibinde profesyonel olarak sadece Halit Akçatepe, Tarık Akan ve Kemal Sunal yer almaktadır. Diğer oyuncular gazete ilanları ve görsel afişlerle seçilecektir. Bu amatör oyunculara oyunculuk dersini veren kişi de Halit Akçatepe’dir. Bu arada yazılı bir eserin görsele taşınmasında çok büyük katkısı olan Zeki Alasya’nın hiçbir filmde yer alaması çok hazindir.

Hababam Sınıfı filminin bazı sahnelerinde ilginç detaylar da vardır. Rıfat Ilgaz ile Sabahattin Ali çok yakın iki arkadaştır. Mesela serinin bir bölümünde sınıfa gelen kızlar için kura çekilir ve kara tahtada 4. ve 5. sırada Sabahattin Ali isimleri vardır. Sabahattin Ali’nin yazılı olduğu grup Filiz için kura çeker. Ve Filiz ismi gerçekten de Sabahattin Ali’nin kızının adıdır. Aynı filmde okul kapanıp öğrenciler dışarda ders yaparken çalan parça “Aldırma Gönül”dür ve bu eserin yazarı Sabahattin Ali’dir. Gene filmde “Paşa Nuri” diye bilinen kişi Halit Akçatepe’nin babası Sıtkı Akçatepe’dir ve gerçekten de Kocatepe’de savaşmış ve gazi olmuştur. Aynı şekilde Halit Akçatepe’nin annesi Leman Akçatepe de öğrenci velisi olarak filmde yer almıştır.

Hababam Sınıfı’na sonradan gelmiş, Mahmut Hoca’nın torpillisi olarak bilinen Çalışkan Ahmet’i anımsadınız mı? Hani Hababam ile kavga etmiş, sonrasında öğretmenlik yapmak için bir köye gitmiş, daha sonra Hababam öğrencileri vicdan yapıp dağ, tepe, çamurlu yollardan geçip onun okulunu inşa etmeye yardıma gitmişlerdi. O okul Çekme köyü ilkokuludur. Bugün rezidansların yer aldığı, nerdeyse merkez ilçe konumunda bulunan Çekmeköy, bir dönem gerçekten de “köy” silüetinde bir yermiş. Şimdi buna “gelişmişlik” mi demeliyiz, yoksa “betonlarla kuşatılmış bir dünya” mı, bilemiyorum.

Başta Rıfat Ilgaz olmak üzere bu muhteşem eserin sahnelenip bize ulaşmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyor, aramızdan ayrılanlara rahmet, hayatta kalanlara uzun ömürler diliyorum. Çatırdayan eğitim sistemi, kayıt ücretlerini ‘erken kayıt’ adına alıp, yok olan özel okullar ve eğitim kalitesinin ciddi anlamda sorgulanması gerektiği bugünlerde ‘Hababam sınıfını’ hatırlatmak istedim.

Keyifli Pazarlar dileğiyle,

Sevgilerle 💝🙋‍♀️

4 Comments

  1. Elifcim yazın çok güzel olmuş harika tesbitler yapmışsın aklına sağlık .Bu ülkenin değerleri kültürel zenginlikleri kıymeti bilinmemiş emekçileri ve onların mücadeleleri hafızalarda kalplerde yaşamaya devam ediyor. Sabahattin Ali , Rıfat Ilgaz, Sıtkı Akçatepe ,Halit Akçatepe , Metin Akpınar, Zeki Alasya , Tarık Akan , Kemal Sunal, Ercan Yazgan gibi vatansever bir avuç insanın yarattığı mucizelere dönüp baktığımızda günümüzde eğitim ,tarım, ekonomi ve tüm insani değerlerin nasıl hoyratça tahrip edilip yok edildiğine içimiz yana yana şahit oluyoruz .

    Liked by 1 kişi

    1. Çok özlemişim yorumlarını teyzeciğim keyifle okudum ben de yorumunu.. O güzel insanlar büyük, benzersiz işler, eserler bıraktılar arkalarında. Teşekkürler canım mutlu, sağlıklı bir hafta dileğiyle 💝🙏🏻🧿

      Beğen

Yorum bırakın