Ekteki fotoğrafa dikkatlice bakın, küçük parlak bir nokta farkedeceksiniz, o nokta 6 milyar km ötedeki eviniz…
Dünya dışındaki yaşamın araştırılmasına hayatını adayan gökbilimci Carl Edward Sagan uzayın derinliklerinde çekilmesi başarılan Dünyanın bu görüntüsüne bakıp demiş ki: “…o noktaya tekrar bakın. işte o nokta burasıdır. evimizdir. o nokta biziz. sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız, ideolojimiz ve ekonomik öğretimiz; her avcı ve her yağmacı, her kahraman ve her korkak, uygarlığımızın mimarları ve tahripçileri, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, her mucit ve her kâşif, ahlak değerlerini öğreten her öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her bir “yıldız”, her bir “yüce önder”, her aziz ve her günâhkar işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde…”
Kainatın derinliğinde işte bu kadar küçüğüz, kendimizi kaptırdığımız büyük sorunlarımız, büyük insan egomuz, varlığımız, yaşadığımız ve önemli olduğunu düşündüğümüz her şey çok da büyük değil aslında, bakış açısı belirleyici sadece…
Sonsuz dediğimiz kainatta yalnız olmadığımıza inanıyorum ve soyumuzun devamı olacaksa bir başka Dünya bulmamız gerektiğine de. 4.5 milyar yaşındaki yaşlı gezegenimiz artık bizi taşımaktan yorgun. 200 yıldan kısa bir sürede nüfusunuz 1,5 milyardan 6,5 milyara yükseldi, petrol kaynakları en fazla bir asır dayanacak, küresel ısınma baş gösterdi. İşin kötüsü, çoğalmaya devam ediyoruz. Bundan yaklaşık 40 yıl sonra dünya üzerinde 9 milyar kişi olacağız, mevcut tarım alanları, temiz su kaynakları sinyal verirken %50 daha fazla nüfusun doymasından bahsediyoruz. Tüketmeye devam et insanoğlu, en kısa mesafeleri araba ile git mesela, geri dönüştürülen ambalaj 3 kuruş fazla diye verme mesela, kızartma yağlarını ne diye belediyeye vermekle uğraşacaksın lavaboya dök, 1 litre yağın 3 milyon litre suyu kirlettiğini düşünme, izmaritini at yerlere, yansın dünya değil mi? Çöplerini sınıflandırma at gitsin, zamanın yok öyle şeylere, hayat kısa değil mi? Sahi İstanbul’a neden kar yağmadı?
Bir sabah uyandığımızda yeryüzünde yaşayan tüm insanlar aynı anonsu duysa: “Bugün yeryüzündeki son gün, zamanımız tükendi, yarın yok! Ne yapardınız? Bugün yaptığınızı yapar mıydınız? Çoğunluğun yapacağını sanmam. Yanında ölmek istediğiniz, gördüğünüzde sarılmak istediğiniz o insanı buldunuz mu mesela? Ailenizle mi olurdunuz, tutmak istediğiniz eller çocuklarınızın mı olurdu? Kaçımız deli gibi korkuyor ölmekten, kaçımız Mevlasına kavuşacağı o anın özleminde? Pişmanlıklar yakamıza yapışır mıydı, erteleyip durduğumuz isteklerimiz, görmediğimiz şehirler, berrak denizler, beyaz kumlar aklımıza gelir miydi? Canından tırnağından artırıp biriktirdikleriniz için üzülür müydünüz mesela? Bir türlü açılamadığınız insana koşup, gözlerini içine “seni seviyorum” gözyaşları bırakır mıydınız? Yoksa inancınızın yolunda ibadete mi verirdiniz kendinizi? Kimse kalori hesabı yapmazdı sanırım, kıyafetin,saçın, başın, markaların hiç önemi kalmazdı. Şuraya gelip veda eder miydik birbirimize, helallik isteyip veda sözlerimizi ekler miydik en “son” paylaşımımıza? Büyük bir parti verilirdi insanlar için, deli gibi eğlenmeye çalışırdık, ölümün düşüncesi sarhoş ederdi bizi. Günün sonunda her türlü duygumuzdan sıyrılıp aşk ve sevgi alıp yükümüze elele tutuşurduk hepimiz, son insanlar, uzaydan bakıldığında muhtemelen görülürdü bu “insan seddi”… Sahi kuzum kainatta toz zerresl kadar küçük dünyamızın toz olacağı o son gün siz ne yapardınız?
Yılın son günlerinde, yaşadığımız her günü son gün gibi özel yapma kararını ajandanıza ekleyin derim. Yeni yılda dert ve kaygıları gördüğünüz nokta kilometrelerce uzaktan, neşe ve mutluluklar ise milyon kez büyütülmüş gelsin size. Hayat çok kısa, 2019 çok kısaydı!
SEÇİMLERİMİZ SAHİP OLDUĞUMUZ EN ÖZGÜR ŞEY.. Nazi kampından kurtulduğunda, kendinin o berbat insanlık dışı koşullarda bile özgür hissetmeyi cebindeki bir lokma ekmekle başarabilmiş logoterapinin kurucusu Viktor Frankl’ın sözleriyle bitirmek istiyorum:
“İnsanın temel uğraşı haz almak ya da acıdan kaçınmak değil, yaşamında bir anlam bulmaktır “
2020 için seçtiğim kelimeler ‘özgürlük ve anlam’..
Siz de kelimenizi seçin!
Sevgilerle, mutlu Pazarlar 💝🤗
Elifcim kalemine sağlık .Bence yazındaki en etkili bir cümlelerden biri “Hayat çok kısa 2019 çok kısaydı” . Dünyada yaşamıyoruz, dünyadan geçiyoruz..” demiş Mevlana .
Bu geçiş sırasında doğuyoruz, büyüyoruz,
Sonunda ölüm olsa da, hayatın her evresi bir hediye gibidir.
Biliyoruz ki zaman geçmekte ve epey hızla geçmekte. Ve bizler yaşlanmaktayız. Fakat yine biliyoruz ki bu sadece bir süreçtir. Yaşadığımız süre boyunca edindiğimiz deneyimler daha akıllı olmaya yarar. Büyür, olgunlaşırız. Hayatın her evresinde yeni şeylerle ilgilenir, yeni beğeniler kazanırız. Sürekli yenilenmektir aslında yaşam..
Ve hayatı çok sevsek de biliriz ki bu dünyadan geçmekteyiz. O nedenle iyi olsun dünya hallerimiz. Benim 2020 için seçtiğim kelimeler farkındalığı artırmak sadeleşmek ve hem sosyal anlamda hemde sağlık anlamında iyilik ve iyi olma hali .
BeğenLiked by 1 kişi
Teyzem benim👏👏👏👏 çok anlamlı bu yorumunu hep saklayacağım çok teşekkürler
Ben de kelime seçmiştim sıradan iletiyorum sana denk gelen NEŞE
Bence teyzecim şen kahkahalar atacaksın yeni yılda. Çok seviyorum seni❤️🙏🏻🙋♀️😘
BeğenBeğen
Yılın son pazarında düşündüren, sorgulayan icerigi ürkütse de, senin enerjinle iyi hissettiren yazın icin tesekkur ederim..
İnsanoğlu, bile bile elleriyle bitirdi bu toz zerresini.
Hala sevgiden umutluyum.. sevgi kurtatacak bizi. Kalemine saglik canim. Bana Sifreli gibi gelen 2020, sana ve sevdiklerine yarinlar icin bütün guzelliklerin insaasini yapacagin temeli atma sansini versin . Seni seviyorim narin çiçeğim 😘🤗💜
BeğenLiked by 1 kişi
Ben de çok seviyorum içimde güzel hisler ve umut dolu bir kıpırtı uyandıran yorumun İçin çok teşekkürler birleştirici kalp..❤️ Deniz gibi mutluluk getirsin 2020 sana🧿🙋♀️🍀💙
BeğenLiked by 1 kişi