Cinsiyet Ayrımcılığı Üstüne…

GÜNDEM

Yakın zamanda, Twitter’da hemcinslerim tarafından ataerkil toplum yapısına, gündelik hayatta, sosyal medyada maruz kaldıkları “eril dil”e karşı ironi dolu bir akım başlattılar. Kadınlara atfen söylenilen sözleri çevirip özneyi erkek yaptılar. Okurken bayağı da eğlendim. “Erkek dediğin herkesin içinde kahkaha atmayacak”, “Erkek kısmı az konuşur”, “Kocam isterse çalışır”, “Evlenilecek erkek vardır, eğlenilecek erkek vardır” v.s Hatta İstanbul Büyükşehir Belediyesi de bu mizahi harekete destek vererek şöyle bir şey paylaştı.

En fazla tebessüm ettiğim şey ise yemek adlarının değişimi oldu. Sütlü Nuri, İlber dudağı v.s

Aslında her ne kadar içinde mizah unusuru barındırsa da insanın içinde acı bir tat bıraktı. Mesela gündelik zamanda kullanılan deyimler ya da söyleyişlerde “adam” ile “kadın” kelimelerinin ne kadar zıt anlamlı olduğunun farkında mıyız? “Adam” ne kadar pozitif, olumlu, iyi anlam içeriyorsa, “kadın” da bir o kadar olumsuz anlam içeriyor. “Hayat” ile barışık, pozitif düşünen ve yaşayan insanlara “hayat adamı” denilebilirken, kadınlar için böyle bir tanımlama yok. Hatta “hayat kadını” farklı bir manada kullanılıyor. Birisine: “saçını, sakalını kesince adama dönmüşsün” dediğinde onu olumluyorken, aynı kişiye “saçını, sakalını kesince kadına dönmüşsün” desen kavga çıkabilir. “Adam olmak”, “Adamı olmak”, “Adam sınıfına yükselmek”, “Adamına göre değişmek”, “Adamakıllı” v.s hepsinin yerine “kadın” koyunca nasıl da farklılaşıyor…

SANAT

Orhan Kemal’in yazmış olduğu, sonradan tiyatroya ve sinemaya da uyarlanan “Tersine Dünya” diye bir eser var. Okuyan ya da izleyenler bilecektir, bilmeyenler için kısa bir anlatımda bulunayım: gündelik hayatta erkek ve kadın rolleri yer değişiyor. Mesela evin geçimini sağlayan, çalışan kadın iken, ev işlerini yapan, çocuklara bakanlar ise erkek. Bir gece yarısı dışarıda nara atan kadınlar, pencere kenarında eşinin gelmesini bekleyen erkekler. Aslında çok güzel bir şekilde işlenebilecek iken çok fazla mesaj verme gayretinde olunmadığı için biraz yüzeysel kalmış. Gene de eğlenceli sayılabilecek bir eser.

ŞİİR

Tersine dünya demişken, Norman Glass’a ait çok hoş bir şiiri sizlerle paylaşmak istedim:

Hayat tersine yaşanmalıydı bence…

Önce ölümü savuşturmalıydık başımızdan.

Yirmi yılımızı huzurevinde geçirip,

Çok gençleştiğimiz için atılmalıydık.

Altın bir saatimiz olduktan sonra işe başlamalıydık

Kırk yıl çalışmalıydık, ta ki:

Emekliliğin tadını çıkarabilecek denli gençleştiğimiz güne kadar.

Üniversiteye gitmeliydik sonra,

Liseye hazır hale gelinceye dek parti yapmalıydık.

İyice ufalmalıydık, oyun oynayıp sorumlulukları unutmalıydık…

Küçük bir kız ya da erkek bebek olunca annemize dönmeli,

Son dokuz ayımızı yüzerek geçirmeli,

Ve.. sevgi dolu bir bakışta son bulmalıydık.

Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi; hayatı
sondan başa yaşamak…

TARİH ve BUGÜN

Tarih boyunca anaerkil toplumlar hep var olmuştur. Bazı toplumlarda da mesela Romalılarda evli kadınlar bayramı adı altında senede bir defa kutlanan ve mutlak hakimin kadın olduğu, erkeğin her söylenileni yerine getirmesi zorunlu olduğu ritüeller gibi gelenekler yaşanmıştır. Bugün gene bazı ilkel kabilelerde anaerkil yaşantı vardır. En bilinenleri Çin’de yaşam süren Mosuolar. Mosuolarda tüm yetki kadınlara ait. Erkekler annelerinin evinde yaşıyorlar. Evlilik diye bir şey yok. Bunun yerine “yürüyen evlilik” diye bir model bulmuşlar ve herhangi bir kadın, istediği bir erkekle bir geceliğine beraber olabiliyor. Lügatlerinde baba, tecavüz, cinayet, savaş gibi kelimeler yok. Çocuk sahibi olan kadının çocuklarına kadının erkek kardeşi bakıyor. Bu yüzden en önemli erkek statüsü “dayı” olmak.

Mosuolarda erkekler kazandıkları parayı ailenin reisine yani kadına teslim ederler…

KİŞİSEL YORUM

Neden kadın ve erkek arasında bir güç mücadelesi var, anlayamıyorum. Bu yüzden ataerkil toplum da, anaerkil toplum da aşırılıkla dolu olduğu için benimseyemiyorum. İnsanların “cinsiyet” üzerinden birbirini baskı altına almasını mantığım kabul etmiyor. Keşke “cinsiyete bakış” özelinde aynı düşünceye sahip olmayan insanlar aynı toplum içinde yaşamasa diyeceğim ama böyle bir dünya mümkün değil.

Keyifli, mutlu, mesafeli olarak sosyal ve sağlıklı bir Pazar dileğiyle.

Sevgilerimle 🌸🧿

1 Comments

  1. Elifcim kalemine sağlık . Bir çok yönden irdelenmiş konunla ilgili olarak olaya kadın veya erkek olarak biçilen rol ;kadın için sıklıkla hassasiyet, anlayış duygusallık,bağımlılık özellikleri, erkek içinse; liderlik, baskınlık, bağımsızlık gibi özelliklerle karakterize edilmiş. Oysa olaya kadın veya erkek olarak değilde insanlık beşeriyet yönüyle bakmak gerekir bence . Toplumlarda güçlü hangi cins olursa olsun zayıf olarak tanımlanan diğer cinse yapılan baskı ve mobingler ve her türlü zalimlikler insanlık ayıbıdır.

    Beğen

Yorum bırakın