Türkiye’yi Sarsan Videolar

Son günlerde Türkiye için çok önemli videolar peş peşe yayınlanıyor. Bir dönemler hükümet tarafından desteklenen hatta mitingler düzenleyen mafya lideri Sedat Peker, şimdilerde hükümete dair bazı bilgileri ifşa ediyor. Bir diğer ilgi çekici ve ses getiren video ise Viranşehir’de görev yapan Cumhuriyet Savcısı tarafından yayınlandı. Özellikle pandemi döneminde alınan kararların hukuka aykırılığından bahsetse de genel anlamda ülkedeki adalet sisteminin çarpıklığına atıf yapılmış oldu.

Sayın savcının “hukuk” özelinde söyledikleri çok önemli. Pandemi yönetiminin halka aktarılışında büyük problemler var. Gece yarısı ortaya çıkan genelgeler, hiçbir plan yapılmadan ortaya çıkan yasaklar, yasakların içeriği, son dakikada değiştirilen, düzeltilen noktalar, insanların ne gibi yasaklar olduğunu anlayamaması gibi onlarca sorun. Bu yüzden “hukuk”un temel taşlarından biri olan bir yetkiliyi cesaretinden dolayı tebrik etmek gerekiyor… Sosyal medyada bayağı destek bulan videoyu eleştirenler de yok değil. Eleştirenlerin ilk argümanı: “ülkede onca adaletsizlik varken nerdeydi? Şimdi mi aklına gelmiş?” türünden. İngilizcede “whataboutism” diye bir kavram var. Terim olarak Türkçeye çevrildi mi ya da kullanımı var mı bilmiyorum. Tam olarak, bir konu hakkında konuşurken aynı hassasiyetin başka bir konu için de gösterilmesi gerektiğini işaret etme gibi bir durum. Tüm tartışmaları baltalayan, çıkmaza sokan ve bizim insanımızın çok sevdiği bir durum bu. “x olurken nerdeydi”, “y olurken neden sustu”, “o değil de şunu neden söylemedi” v.s… Bu videoda söylenenleri “o kadar hukuksuzluk yaşanırken nerdeydi” eleştirileri de tam anlamıyla whataboutism örneğidir.

Tüm bunların yanında savcının hukuk hakkında söyledikleri, isyanı ne kadar haklı ve destek verilesi ise aşı ve maske üzerinden eleştirel bir şekilde konuşması, bazı insanları “bilim” adına referans göstermesi bana göre bir o kadar hatalı ve yanlış idi. Atıf yaptığı isimleri üşenmeden tek tek araştırdım, gerçekten hepsi birbirinden şovmen, aykırı görünmeye çalışan tuhaf insanlar: Ahmet Rasim Küçükusta, Neva Çiftçioğlu (kendisini 10 yıl NASA’da çalışmış ve Nobel Tıp Ödülü’ne aday gösterilmiş biri olarak tanıtmış ama bırakın NASA’da 10 yılı, 10 saat bile çalışmamış birisi). Ayrıca birinin Nobel Ödülü’ne gösterilip gösterilmediği ancak 50 sene sonra ortaya çıkar. Yani o kısmı da yalan) Canan Karatay’ı zaten bilmeyenimiz yok. Bunlar diyorlarmış ki maske takmanın faydası yok, aşı zararlı v.s. Savcı da bu söylevlere atıf yaparak içten içe onları destekler mahiyette konuşuyor. Bilim, son derece ciddi bir iştir ve ancak bilim sahasında yapılır. Öyle demeçlerle, “ben dedim oldu”larla, hiçbir çalışma yapmadan ortaya tez atmakla olmaz. İnsanlar böylesi olağanüstü durumlarda biraz da fıtraten rahatına düşkün olduğu için “yasaklar”ı delmek adına 99 bilim adamı maske kullanmalı derken, bir tanesi gerek yok dediğinde o bir kişiye itibar ediyor. Bu platformda maskeye dair de, aşıya dair de düşüncelerimi daha önce dile getirdim. Mantığım alsın ya da almasın bilime karşı gelemem. “Bilim” özelinde eğer bir konuda aksine bir ispat yoksa ağırlıklı görüş ne ise onun peşinden gitmeyi her zaman tercih etmişimdir. Bilim çoğunlukla “maske takılması faydalıdır”, “aşı olmak salgını önler” diyorsa ve maske takan Uzak Doğu ülkelerinin ve neredeyse yaşayanların tamamının aşılandığı ülkelerin şu anki durumlarını gördüğümüzde son derece olumlu gelişmeler yaşandığına tanıklık ediyorsak “hukuka aykırı” bile olsa bilimden yana pozisyon almayı tercih ederim. Yani savcının bu konuda yorum yapması beni son derece rahatsız etti. Aşının dağıtımında, alımında yolsuzluklar yapılmışsa bunun peşine düşebilir. Maske üretiminde bir hukuksuzluk tespit etmişse bunu dile getirebilir. Ama Türkiye’de aşı olanlar üzerinde aşı kaynaklı herhangi bir ölüm ya da komplikasyon tespit edilmemişken “aşının güvenli olduğuna inanmıyorum” demek ancak dost meclislerinde söylenebilecek bir şeydir. “Savcılık” titri kullanarak yapılan bir açıklamanın ciddiyetine de gölge düşürür.

Bir Türkiye klasiği olarak elbette Savcı, bu yayınladığı videodan sonra görevden uzaklaştırma kararı aldı. Zaten bunun olacağını kendisi de belirtmişti. Ama bir Cumhuriyet savcısının hukuk eleştirisi yapmasını bu ülke adına milat olarak görüyorum. Bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek…

İyi bir gün dileğiyle,

Sevgilerimle 💖

6 Comments

  1. Ortaya karışık duygu ve düşünceleri ne güzel toparlayip, servis etmissin canim. Gündemi yakalamak imkansiz neredeyse. Kalemine sağlık. Neden herkes gerçekleri göz ardı ediyor. Ölüyor insanlar, ama hastalik, ama kasti bilmiyorum. Senin dedigin gibi bilime güvenmektem başka elimizden ne gelir. Önemli olan bu gercegin var oluşu .. ne yapalim biz de “Allah verdi, Allah aldi”soylemine mi katılalım.. ocaklar sönüyor, ateş düşüyor.. savaş zenginleri misali mantar gibi türeyen bu bilim insanlari ! Karsi olmanin nimetlerinden faydalanmaktan başka ne ise yariyorlar. Hadi “calistik biz bunu bulduk” desinler
    Her yerde “konuşan insanlar” sadece konusuyorlar. Aşı olacagim, kendimi, ailemi sevdiklerimi koruyabilmek icin ben gideceksem feda olsun. Sadece konusmaktan daha evladir.
    Cok teşekkürler, sucicegim 😘💜

    Liked by 1 kişi

  2. Sevgili Elif,
    Ülkede salgın hastalık üzerine asıl söz sahibi olması gereken bilim kurulu adamlarının korkudan gerçeği söyleyemediği ortamda savcının video yayınlaması sürpriz ve yersiz bir cıkış ama ülkemizi calkalayan Sedat Peker videoları açısından örnek olacak bir davranış. Umarım bu çirkinlikleri ortaya çıkaracak yürekli savcılar ülkemizin ilerisi açısından hala mevcuttur.

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın