UĞURlar OLSUN

İnsanın yaşam hikayesi “ayrılık”lar üzerine kuruludur. Anne karnından ayrılış ile başlayan hayat, sütten kesilme (memeden ayrılış), okula gitme, evlenme (evden ayrılış), emekli olma (işten ayrılış), ölüm (hayattan ayrılış) ile son buluyor. Bunlar senin ayrıldıkların; bir de “senden ayrılanlar” var. Sevgiliden ayrılma, eşten boşanma, çocuğunun evlenip yuvadan ayrılması, hayatının köşe taşlarından olan kişilerin vefatı v.s (Belki de kutsal kitaplarda bahsedilen Adem ve Havva’nın (dolayısıyla insanın) Cennet’ten yani anavatandan ayrılması, koparılması hadisesi insanlığın hikayesinin de özetini veriyordur)

Bu ayrılışların her biri bir “yitim”dir ve insan ancak bu yitimleri hazmedebildiği sürece olgunluğa erişir. Mesela dünyaca ünlü psikanalist Melanie Klein, insanda mülkiyet duygusunun “süt emmek” ile başladığını ve çocuğun sütten kesilme süreci ne kadar sancılı ise hayatının ileriki dönemlerinde sıkıntılı bir süreçle karşılaşma ihtimalinin o derece fazla olacağını söyler. Yani mutsuz, depresif, saldırgan mizaçtaki kişilerin “genellikle” hayatındaki bir ya da birden fazla “ayrılış”ı hazmedemediği çıkarımını yaparsak yanlış olmaz.

Yukarda Adem-Havva’nın yani insanın anavatanı Cennet’ti dedim. Tabii bu görünmeyen kısım. Görünen kısımda ise insanın anavatanının çocukluk dönemi olduğunu düşünüyorum. Kendi ülkesini kurduğu, sınırlarını belirlediği, ülkesinin içinde serbest dolaşım hakkına sahip olabilecek kişileri, kendilerinin haberi dahi olmadığı halde “fahri vatandaşlık” verilen ve çoğu ünlü kişilerden oluşan grubu belirlediği dönem… Çocukluğa dair yaşanan her kayıp ülkenin yüzölçümünün küçülmesine neden oluyor. Yani sen büyürken kurduğun ülkenin nüfusu artıyor ama yaşanan kayıplar senden de bir parça götürdüğü ve o kayıpların yerine yenisini koyamadığın için toprakların her geçen gün daha da küçülüyor ve böylece yok oluşa doğru sürükleniyorsun.

Benim “fahri vatandaşlık” verdiklerim tükenme noktasına geldi. Adile Naşit ile başlayan, Zeki Müren, Barış Manço, Kemal Sunal, Tarık Akan, Ferhan Şensoy, Cüneyt Arkın ile devam eden üzücü süreç. En son kaybım da geçtiğimiz hafta sonsuzluğa yolculadığımız Özkan Uğur oldu.

Bir insanın arkasından bir kişi bile mi kötü söz etmez. Hani herkesin bir gün öleceğini anlatmak için “ölüm herkesi eşitler” denir ya, “bazı kişilerin ölümü herkesi eşitler” de denmeli. Özkan Uğur böyle bir isimdi. Dincisi, sağcısı. solcusu, başörtülüsü, mini eteklisi, Müslümanı, Ateisti, Alevisi, Sünnisi yani neresinden ayrılıyorsa bu toprağın insanları, Özkan Uğur’un cenazesinde birleştiler. Ne güzel, ne gıpta edilesi bir yaşam. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devlet erkanı da taziyelerini dile getirmiş. Araştırmadığım için bilgi sahibi değilim, eğer özel bir kanun maddesi yoksa tabutuna Türk bayrağı koyup kendisi için devlet töreni yapılmasını arzu ederdim. Hatta Özkan Uğur gibi örnek kişiler için “milli yas” ilan edilmesine bile itiraz edileceğini sanmam. Bunca sene pek çok insanın duygu dünyasına eşlik etmiş, hoş bir sada bırakmış kişilere teşekkür kabilinden onurlandırmak (ihtiyaçları olmadığı halde) adına bir eylem yapılmış olurdu. 365 gün ayrılıyoruz, bari bir gün birleşmiş, ortak paydada buluşmuş olurduk…

Eskilerin manası hazin olsa da anlatmak istenileni çok güzel şekilde ifade eden bir kullanımı var: “akran yetimliği”. Çoğu kişi bu dönemi yaşıyor ya da yaşayacak. Başta bu yazıyı okuyan biyolojik ve biyolojik olmayan ailemin büyükleri olmak üzere yaşı benden büyük bütün kişilerden ricam her “yitim”in sizi “yetim” bırakmasına izin vermeyin. Yüzölçümü ufalmış olsa da çocuklukta kurduğumuz ülkemiz hala ayakta. Kara parçası varsa hayat da vardır, hayat varsa da umut.

Ülkemizin başı sağolsun. Evvela Özkan Uğur olmak üzere hayatımız boyunca üzüntüsünü yaşadığımız bütün kayıplarımıza Allah rahmet eylesin. Geride kalanlara sağlıklı, huzurlu, (u)mutlu günler diliyorum.

2 Comments

  1. Cok guzel ugurlama. Gule gule diyelim bu guzel insana ve ulkemizin yetistirdigi ender muzisyenlerinden birine… MFO bizim muzigimiz icin ayri bir cesni olarak kalacaktir. Onlar bence Amerikan muzigin icin Crosby, Stills & Nash ile ayni ekolu bizim muzigimize getirdiler; biraz rock, biraz folk vs ama hep sevgi asiladilar yeniden yetmise. Kal saglicakla, Aydin Erturk

    Sent from my T-Mobile 5G Device Get Outlook for Androidhttps://aka.ms/AAb9ysg ________________________________

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın