Yıldızları aramak için fersah fersah uzağa bakıyoruz bazen, yanıbaşımızda olduğunu bilmeden…
Kıymetini bilmek bir tarafa, adını, sanını duymadığımız ne büyük insanlar geçmiş bu topraklardan..
Onlardan birini an(lay)alım bu sabah: Mustafa Güzelgöz, nam-ı diğer: “eşekli kütüphaneci” (1921- 17 şubat 2005).
1943’de başlıyor bu ‘Cumhuriyet çocuğu’nun hikayesi… 23 yaşında Ürgüp Tahsin Ağa kütüphanesine memur olarak atandığında, kütüphanecilikten bihaber bir lise terk iken; tüm varlığıyla bütünleşmiş o kimselerin uğramadığı kütüphaneyle. Bulduğu bir kütüphanecilik el kitabını rehber etmiş kendine, ilk iş olarak, 1928 harf devrimi sonrasında kütüphanenin rutubetli bir odasına atılmış olan Osmanlıca kitapları çıkartarak kurtarmış. Memurluğun arkasına sığınıp, kütüphaneye gösterilen zayıf ilgiyi göz ardı etmemiş, engellerle dolu bir yolun inatçı yolcusu olmuş. Güzelgöz Katıldığı bir törende kaymakam, öğretmen, doktor otururken kütüphane müdürü olarak ona sandalye verilmeyince koymuş takkeyi önüne, düşünmüş: “Halka hizmet edenler saygı görüyor ben de öyle yapmalıyım”…Böylelikle, bir merkepin sırtında azimli bir ruhun, işine değer katan mütevazı bir kişinin, yüzlerce kişinin hayatını değiştirme hikayesi başlamış… Ürgüp’lü tanıdığı hemşerilerine mektup yazarak, kitap bağışı rica etmiş öncelikle, demiş ki “okuduğunuz kitapları gönderin, insanlar ölür, kitaplar ölmez. Torunlarınızın torunlarına gerçek bir miras bırakın” Balya balya kitap gelmiş, tanzim etmiş bir bir. Aklında daha önce yapılmamış, benzeri olmayan bir fikri var: Civar köylerin imkânsızlıklar sonucu yararlanamadığı kütüphaneyi, köylünün ayağına götürmek…Arazi koşullarına göre, en uygun olan yöntemin, kitapları eşeklerle taşımak olduğunu düşünmüş…
Bu fikirle ödenek almak için başvurduğu dönemin Kültür Bakanlığına bağlı, kütüphanecilik genel müdürü tarafından ilk başta terslenir, kendini tutamayıp, gözlerinden sicim gibi yaşlar akar. Neden sonra, müdürü atı veya eşeği olan bir memuru kadrosuna almaya ikna etmeyi başarır. Kitapları taşımak için gerekli olan, 180-200 kitap alabilen sandıkların krokisini hazırlayarak marangoza yaptırır. Ödünç vereceği kitaplar içinde bir izleme defteri hazırlayarak yollara düşer. Böylece gezgin kütüphane 36 köye hizmet vermeye başlar. Pazartesi ve Perşembe günleri çocuklara küçük prens’i, pinokyo’yu, kırmızı başlıklı kız’ı hatta robin hood’u taşıyan, köylülere ilk başta Karacaoğlan, Battalgazi, Atatürk’ün hayatı, Hayber Kalesi Cenginden sonra Balzac’ı getiren bu ‘eşekli kütüphane’ başta yadırgansa da sonrasında köylüye okumayı sevdiren, heyecanla beklenen bir etkinlik oluverir. Bununla da bitmez Güzelgöz’ün yaptıkları…Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar ancak bakar ki kütüphaneye kadınlar hiç gelmiyor. Zenith ve Singer’e mektup yazar:
“Bana dikiş makinesi yollayın, firmanızın adını kütüphanenin girişine kocaman yazayım“ der. Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş makinesi yollar (ilk sponsorluk faaliyeti). Salı günlerini kütüphanede kadınlar günü yapar, kumaşı alan kadın kütüphaneye koşar. On makine yetmediği için sıra oluşur. Sırada bekleyen kadınların eline birer kitap verir, beklerken okusunlar diye. Okuma-yazma oranının düşüklüğünü görünce halkevlerine okuma yazma kursları vermeye gider. Halıcılık kursları başlatır, bölgede halıcılığı canlandırır.
Okuma aşkı, köylünün hayatını her anlamda pozitif yönde etkiler. Örneğin, sevdiği kızı kaçırmak isteyen bir genç, eşekli kütüphaneden ödünç aldığı Türk Ceza Kanununu alıp inceledikten sonra kanunda bu fiilin cezasının idama kadar gittiğini; en azından 7 yıl hapis olduğunu öğrenerek bu niyetinden vazgeçmiştir. Genç bunu öğrendikten sonra Güzelgöz’e teşekkür ederek zihninde kurguladıklarını anlatır ve kanun kitabının hayatını kurtardığını söyler.
Sadece bunlar değil, Ürgüp’te İlk folklor, bando, ilk sinema gösterimi ve fotoğrafçılık çalışmaları onun öncülüğü ile başlar. Kültürel anlamda büyük bir zenginlik sağlayan bu değerli insanımız, 1963’de “Amerikan Barış Gönüllüleri Derneği’nin İnsanlığa Hizmet Ödülü” ne layık görülmüş, kütüphaneye de bir cip bağışlanmıştır.
Devletimiz de bir hizmet madalyası vermiştir diyorsanız, meyveli ağacı taşlamak gibi bir alışkanlığımız olduğunu hatırlatayım. Kütüphane Müdürlüğü dışında on iki kurumda daha görev alan, başarı ve büyük bir şevkle çalışan Güzelgöz hakkında esas görevini ihmalden soruşturma açılır. 1972’de baskı ile 50 yaşında emekli edilir.
2005 yılında vefatının ardından, ömrünü verdiği Kapadokya halkı Ürgüp’e Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykelini diker, sonsuza kadar yaşaması ve hatırlanması umudu ile…
Bulunduğu yere ve hayat çemberine girmiş insanların hayatına dokunan, değer katan, fark yaratan, ilham veren Mustafa Güzelgöz, kendisine törende verilmeyen bir sandalyeden çok daha fazlasına, gönüllerde tahta sahip. Nice maaşını alıp, işini yapan bürokratlar, doktorlar, milletvekilleri Ürgüp’ten geçti, çoğunun isimleri hatırlanmaz ama onun ve eşeğinin heykeli var. Ruhu şad olsun…
Benjamin Franklin’in bir sözü ile bitirmek istiyorum:” Ölünce unutulmak istemezseniz, ya okumaya değer eser yazın veya yazılmaya değer işler başarın.”
Mutlu bir Pazar günü geçirmeniz dileğiyle, sevgilerle 💝
#eşeklikütüphaneci #mustafagüzelgöz #mustafaguzelgoz
Yine güzel bir noktayı yakalamışsınız, bravo! Kaleminize sağlık, siz böyle yazdıkça bizler de severek okur, öğreniriz.
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim. O öğrenme karşılıklı… Mutlu pazarlar diliyorum 😊🙏🏻☀️
BeğenLiked by 1 kişi
Elifcim yazını zevkle okudum . Mevlana insanı ne güzel tasvir etmiş Mustafa Güzelgözün yaşam öyküsü ve bıraktığı izler bunun kanıtı adeta
“Nehir gibidir insan,sadece yüzeysel bilinir; derinliklerinde ne saklar, ne fırtınalar kopar söylemez..
Sadece sessizce akar ve gider…”
~Mevlana
BeğenLiked by 2 people
İyi işlerle anılsın nehirlerimiz. Canım teyzem çok teşekkür ederim yorumun için 💝Güzelliklerle dolsun yeni haftan ❤️🧿
BeğenBeğen
Ahh prensesim muhteşem bi bilgilendirme.. kalemine, yorumuna sağlık.. sayende bizler de minnetlerimizi sunalim böyle guzel insanlara.. zorunlu emeklilikle kalbi kirilsa da, vicdani rahat bi sekilde, bu dünyada görevini tamamlamış bi ruh olarak, 21 gr hafifligine erişip huzurla veda etmistir eminim.. iyi ki yolu dünya mizdan gecmis.. iyi pazarlar cancagizim 😘🤗💜🌼🐝
BeğenLiked by 1 kişi
İnsanların hayatına özenle dokunan, günü güzelleştiren can Nesrin 💝 çok teşekkür ederim yorumun için.. İşlerimiz bitince biz de yürüyeceğiz toprağa, ne uzun bir süre ne de kısa sadece zamanı gelince.. Güzelliklerle geçecek bir hafta dileğiyle öpüyorum canım 💝😍😘
BeğenLiked by 1 kişi