Onu görür görmez vurulmuştu. Uzun ince, zarif bir beden, oya gibi işlenmiş bir yüz ve herkesten farklı olduğunu ima eden siluetiyle, kat kat eteklerini savurarak salına salına yürümesi… Dönemin en şık kadınlarından biriydi Natalya Gonçarova ve henüz 16 yaşındaydı.
Natalya Gonçarova
Çar dahil olmak üzere güzelliğinden etkilenmeyen yoktu. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin ona bir baloda rastlayıp, onunla evlenmeyi kafaya koyduğunda 29 yaşındaydı. Rus edebiyatının en önemli isimlerinden biri yazar ve büyük bir şair olan Puşkin’in kaderi görünmez halatlarla, son limana erkenden varacağı Natalya’ya bu şekilde bağlanır. Onu ve ailesini evliliğe ikna etmek sandığından zor olur. Özgürlükçü ve yönetim karşıtı şiirleriyle sürgün edilmiş bu genç şairi, soylu bir aileden gelmiş olsa da Natalya’nın ailesinin gözü tutmaz. Aldığı belirsiz cevapla morali bozulan, hava değişikliği düşünen Puşkin 1828’de sürgündeki asker arkadaşlarını görmek üzere Kafkasya’ya gider ancak hepsinin Osmanlılar üzerine düzenlenen sefere katıldığını öğrenir. Az bilinen diyarları görmek ve bir savaşa tanık olmak için, sivil olarak orduya katılır. Yolculuk boyunca eskizler çizer ve notlar tutar. Yolculuğun bu tarihi anılarını “yolları eğri büğrü” diye tasvirlediği “Erzurum yolculuğu” isimli eserinde yayınlayacaktır. Döndüğünde aklında yine Natalya ile evlenmek vardır. Çardan kendisine daha az baskı yapılacağına dair aldığı söz ve Natalya’nın ailesiyle buzları eritmek için verdiği emekler sayesinde, ikinci evlilik teklifi kabul edilir ve 1931’de Natalya ile evlenirler. Puşkin’in aşka aşık, romantik yapısına karşın, “Ben sizi sevdim” dediği güzeller güzeli karısının edebiyata ilgisi olmadığı ve aşkına en baştan beri kayıtsız yaklaştığı söyleniyor:
“Ben Sizi Sevdim
Ben sizi sevdim: belki bu sevda
Kalbimde sönmedi, kaldı izi;
Bu bir hüzne yol açmasın asla,
Hiçbir şeyle üzmek istemem sizi.
Sessizce, ümitsizce sevdim sizi,
Çile çekerek, kıskanç ve çekingen,
Öyle candan, öyle içtenlikli, ki
Başkası da öyle sevsin yürekten.”
6 senelik evliliklerinden 4 çocukları olur: annesinin güzelliğini aratmayan büyük kızı Maria, Tolstoy’un Anna Karenina’da tasvirlediği ilham perisidir. ‘Maça kızı’ ve ‘Yüzbaşının Kızı’ bu dönemde yazdığı eserleridir. 1937’de Puşkin bu dünyadaki sonunu getireceğini bilmediği isimsiz bir mektup alır. Gözünden sakındığı karısının onu Georges d’Anthès adındaki Çarlık ordusunda görevli Fransız soylusu ile aldattığını ima eden bu mektup Puşkin’i çıldırtır. D’Anthès’in Natalya’nın kızkardeşiyle evlenmesi de şüphenin ateşini söndürmeye yetmeyecektir. 19. yüzyılda Rusya’da çok popüler olan, Tanrı’nın haklı olanın yüzünü aklayıp, şahitler önünde haklı çıkartacağına inanılan düello teklifi Puşkin’den gelir. İki tarafın şahidini getirip, düello için buluştuğunda tarih 27 Ocak 1937’i göstermektedir. Arkalarını dönüp, ateş açtıklarında ilk kurşun Puşkin’in midesine, digeri ise D’Anthès’in koluna isabet eder. 3 gün ateşler içerisinde can çekişen Puşkin hayatını 38 yaşında kaybeder. O öldüğünde henüz 25 yaşında olan Natalya 2. evliligini yapar, yaklaşık 31 sene sonra vefatı esnasında Puşkin’in adını sayıkladığı söylenir.
Dostoyevski’nin “ileriyi gören peygamber gibi”, Gogol’un “Rusya’da doğmuş, belki tek olağanüstü olay” diye tabir ettiği Puşkin, dizelerinde ölümsüz, yumuşak ve üstündür. Onun hakkında az bilinen bir gerçek, Kuran’ı okumuş olması ve Hz. Muhammed’e hayranlığını yazı ve şiirlerinde dile getirmesidir.
Puşkin’in ölümsüz dizeleriyle bitirelim:
Seçimlerinizin mutluluk getirmesi dileğiyle keyifli Pazarlar ❤️🍀🤗
‘’ Hayır, tümüyle ölmeyeceğim.
Ruhum, Kutsal lirimle kalarak,
Kurtulurken çürümekten,
Tozlarım yok olacak.
Ben de ünleneceğim,
Duyulacak ünüm her yerde,
Yeryüzünde, ayın altında,
Tek bir şair yaşadıkça.”
Ve aşkın muhteşem bir hayatın sonunu nasıl getirdiğinin en acı örneklerinden biri…
Kalemine sağlık meleğim 👍👏👏
Puşkin’in de bir aşk şehidi olduğunu bilmiyordum, teşekkürler 😘
BeğenLiked by 1 kişi
Ben teşekkür ederim canım Gül’üm ❤️ Yeni haftan müjdelerle dolsun, çok seviyorum seni😘💖
BeğenBeğen
Sevmeyi, sevmek.. O büyük enerjinin bir kişiye yoğun yönelmesi genelde hüsran ile sonuclaniyor galiba.. Bu kadar kısa yaşayıp, yüzyıllardır aniliyor, hatırlanıyor olmak ne tuhaf.. görevini büyük olasılıkla erkenden bitirdi. Belki de Tanrı onu korudu daha büyük acilar yasamamasi icin. Kalemine, emegine sağlık cicegim. Yine bilgilendirdin, aydinlattin 👏😘💜🤗 var ol ..
BeğenLiked by 1 kişi
Ölümsüzlük iksirini daha 40’ına varamadan içmek bu olsa gerek. Her zamanki gibi başka bir bakış açısı içeren yorumun için eline sağlık balım. Teşekkür ederim, mutlu geçsin yeni haftan💖😘
BeğenLiked by 1 kişi