1939 yılında, 27 Aralık gecesi saat 02:00 de Erzincan’ı harabeye çeviren ve hafızalardan silinmeyecek kadar büyük bir deprem olmuştu. Zemheriyi cehenneme çeviren zelzele Erzincan’da taş üstünde taş bırakmadı. Yaklaşık 33 bin kişiye duvarlar mezar oldu, 100 bin kişi yaralandı. Tren garı haricindeki binalar ya yıkıldı ya da ağır zarar gördü. 7.2 şiddetinde 52 saniye süren bu felaket, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük depremlerinden biri olarak yüreklere kazındı.
Depremin ardından, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Erzincan’a özel bir trenle geldi. Ziyaret sırasında yanına yaşlı bir kadın yanaşarak, oğlunun da asker olduğunu, depremde öldüğünü gözyaşlarına karışan sözcüklerle söyleyerek boynuna sarıldı. 
Bu sahnenin Valilik binası önündeki heykeli dikildi ve hafızalara depremin simgesi olarak geçti.
Büyük Erzincan depreminin simgesi olabilecek başka olaylar da yaşandı. Binlerce yaralı ve -30C derece soğukta yardım ekipleri ve vatandaşların desteğe ihtiyacı vardı. Dönemin savcısı İzzet Çakal
tarihi bir karara imza attı. Mahkumlarla depremzedelere yardım etmeleri için anlaşarak, 1 günlüğüne serbest bırakılmalarına dair kararı imzaladı.
“Bu halkın size, sizin yardımınıza ihtiyacı var.”
“Enkaz kaldırma çalışmalarına hep birlikte yardım etmemiz gerekiyor.”
“Sizi, yetkimi kullanarak salıvereceğim” der.
Onlardan söz almak ister:
“Akşama kadar işinizi tamamlayıp koğuşlarınıza döneceksiniz.”
“Söz mü?”
“Namus sözü mü?”
Mahkûmlar hep bir ağızdan “namus sözü!” derler.
Büyük risk almıştır. Ancak günün sonunda tüm mahkumlar enkazı temizleyip geri dönmüş, bir tanesi bile firar etmemiştir!. Onları geri getiren şey savcıya verdikleri söz ve depremzedelere duydukları özgürlük kadar kutsal görevin sorumluluğudur. 1940’da çıkartılan özel bir af ile depremzedelere yardım edem bu mahkûmlar salıverilir.
Dün akşam Elazığ’da yaşanan depremde canlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Depremde dayanışma deyince verdikleri sözü, depremde yardımı kutsal sayıp bir tanesi bile firar etmeyen mahkûmlar ve büyük riski alan cesur savcı herkesin aklına gelmeli. Gün birlik olma ve dayanışma günüdür..
Afetsiz iyi bir Pazar günü dileğiyle,
Sevgilerle💝
#deprem #izzetçakal #erzincandepremi #cesursavcI
Elif’ce Dünya 
Elifcim kalemine sağlık . 1939 yılından günümüze kadar depreme karşı bir arpa boyu yol alınmadığı ayan beyan ortada böyle ulusal felaketlerde tüm halkın birlik olup el ele verip yaraları sarmaya gönüllü olması yardımlaşma ve birlik olma bizim güzel hasletlerimizden ancak esas hayret verici olan depremin yıkıcı ve ölümcül zararlarına karşı önlem alınmayıp bilimden uzaklaşıp beklenen sonuç ortaya çıkıncada tarih yine tekerrürden ibaret olmakta. Sonuç olarak bilim adamlarının uyarılarına ve çalışmalarına itibar edilmediği , liyakatın olmadığı , hırs , aç gözlülük , inat ve rant ağırlıklı kara günlerden geçmekteyiz. Elin Japonu binalarını depreme uygun yapıyor halkını eğitip öğretiyor tüm sosyal kurumlar ve devlet üzerine düşen tüm görevlerini yapıyor ve 7 şiddetinde olan depremde kimsenin burnu kanamıyor.
BeğenBeğen
Prensesim yine bilmedigim muhteşem ayrintilari bizimle paylaştığın icin var ol.. deprem ilgi alanimda biliyorsun ..iki gündür cok çok üzgünüm. Uyumaya, ısınmaya utaniyorum. Farkli bi proje yürüten bi dernegin gönüllü uyelerindenim. Zaman zaman sizlerle de paylasiyorum. En delirdigim cümle ” japonlar bilemiyor, siz mi bileceksiniz”. Yok oyle bi sey . Dogru destek doğru gözlemle bu isin basarilacagini biliyorum artik. Doğayı dinleyip, duymayi gormeyi öğrendiğimiz anda, biz onu katletmis olsak da bize yardimci oldugunu göreceğiz.
BeğenBeğen