Müzelik edilen değerler-SEKA 🍁📄📉🗞

Fırından yeni çıkmış ekmeğin baştan çıkaran kokusundan farksızdır yeni basılmış kitap kokusu. Dijital ortamda kitap, gazete okumak tabii ki mümkün ancak pek çoğumuz için sayfalara dokunarak, kağıdı hissederek okumak başka bir keyif ve bu keyif lüks olmak üzere! Döviz kurunun yükselmesi ile kriz basın yayın sektöründe iyiden iyiye hissedilmeye başlandı. Çünkü SEKA’nın kapanmasından sonra medeniyetin hamuru kağıt üretiminde dış kaynaklara bağlı kaldık ve 2017 de 750 Avro olan 1 ton kağıt fiyatı 900 Avroya çıktı, Avroda 6.6 TL’ye şahlandı. Pek çok gazete fiyat artışına gitti ve sayfa sayılarını azalttı, İzmir gazeteleri Pazar günü çıkmama kararı aldı, okumaya alıştığımız bazı gazete ve dergiler kaybolacak, kitaplar basılamayacak. Maliyetleri %60 artan küçük ve orta ölçekli yayınevleri de kapanma tehlikesiyle karşı karşıya, Leman’ın kapağındaki gibi kağıt medeniyetini tüketen ülkemiz ilkçağa emin adımlarla yürüyor.

Neden kapandı Cumhuriyetin KİT’i SEKA (Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları A.Ş)? Devletin sırtında kambur görülen bu işletme bitirildikten sonra, kağıt hammaddesi selüloz üretiminde ithalata mecbur kaldık. SEKA’nın verimsizlikle yaftalanmış ancak tamamen siyasal ve yönetsel kararlarla şekillenen hikayesi tam bir skandal. Kurucusu ve ilk müdürü olan Mehmet Ali Kağıtçı’dan başlamak gerek anlatmaya. Mehmet Ali Kağıtçı, Türkiye’nin ilk kağıt mühendisi olan bir kimyager. Almanya ve Fransa’da kağıtçılık enstitüsünde eğitim almış ve birincilikle mezun olmuş. Yurtdışından aldığı oldukça cazip iş tekliflerine ‘hayır’ demiş çünkü ideali kendi yurdunda kağıtçılık sanayiinde öncülük etmekmiş. 1936’da Kocaeli’nde faaliyete geçen ilk SEKA’nın kuruluş planını yapan, 5 yıllık sanayii projelerini hazırlayan bizzat bu vatansever insandır. Baştan engellenmiş ancak Celal Bayar’ın desteğiyle emeline kavuşmuş ve ilk Türk yapımı kağıt sayfasını o eline almıştır. 5 sene sonra, Demokrat parti iktidarında, kurduğu fabrikadan sırf politik nedenlerden uzaklaştırılmış ve içeri girmesine dahi yasak konmuştur. Yerine Fransa’dan sınıf arkadaşı getirilmiştir. Kağıtçılık konusunda çalışmaları engellenen Kağıtçı, yılmamış İTÜ de kağıtçılık üstüne dersler vermiş, kitaplar yazmıştır. Kuşkusuz o bu memlekette kıymeti bilinmeyen idealist yurtseverlerden biridir tıpkı Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ gibi…

SEKA sadece kağıt fabrikası değil içinde çıraklık okulu, lojmanların, sinema, tiyatro, kreş ile parkların, kütüphane, spor ve dinlenme alanların olduğu ve kurulduğu şehirlerin çehresine yenilik ve istihdam getiren yerleşkelerdi. Türkiye’nin ilk kadın kürek takımı SEKA’da kurulmuştur örneğin. Bir değerdi, ayrıcalıktı SEKA’lı olmak..Silifke işletmesinde pamuk yan ürünlerinden, Afyon işletmesinde bataklık ve sazlıklardan kağıt üretimi yapılırdı. Yani mevcut kaynaklar değerlendirilirdi. Kaliteli eğitimle teknik personelini kendi bünyesinde yetiştiren, kaliteli selüloz üretimi için araştırma ormanları kurulan bir eğitim yuvasıydı. İlk darbe 1988’de Özal dönemindeki zorlanmış grevle geldi. 133 günlük grev olmasaydı, SEKA pazar payının %40’ını kaybetmeyecek ve ithalat kapısı açılmayacaktı. SEKA nın grevinde stok yapan bugun iflas etmiş olan Toprak Holding bu sayede kuruldu. İşletme yönetimine sürekli dönemin siyasi liderlerinin erimesine neden olan müdahaleleri oldu. Gelişim için yatırım yapılmadığı gibi, işçi sayısında ve ücretlerde azaltılmaya gidildi. Eski teknoloji diye görülen makinelerde -ki her biri ayrı fabrikalardı- hiçbir revizyon yapılmadı. Yatırım yapan genel müdür yolsuzluktan yargılandı. Selüloz üstüne araştırma yapılan SEKA fidanlığını (1600 dönümlük denize sıfır arazi) Mesut Yılmaz-Bülent Ecevit hükümeti Koç-Ford Ortaklığı’na bedava verdi, bu konuda büyük hukuksuzluk yaşandı. 2003 de ise özelleştirme kararı geldi. Albayrak Turizm Seyahat AŞ’ye ederinin ellide bir fiyatına verildi. Özelleştirmedeki amaç verimliliği arttırmak , teknolojiyi geliştirmekti. Çivi çakılmadı tabiri caizse, fabrikalar atıl kaldı. 183 milyon dolara maledilen o günkü değeri 50 milyon dolar olan Balıkesir işletmesinin 1.1 milyon dolara Albayrak’lara verilmesine ilişkin kararı Danıştay iptal etti. Mahkeme sürecinde Albayrak fabrikayı elinde tutmaya devam etti. Danıştayın kararının ardından şimdiki dönem hükümeti torba yasaya konulan hükümle yasal yolla Albayrak’a teslim etti.

Böylece bitirildi SEKA, Kamburdu! Kurtulduk!! 2005’de kapatılmasının ardından Kocaeli’ndeki yerine bir park ve müze açıldı. Bilinen gerçek şu ki, krizin atlatılması için bu memleketin kaynaklarının doğru kullanılması ve üretim yapılması şart.

SEKA ne ilkti ne de son…Atatürk’ün ismini verdiği bir zamanlar ekonominin mihenk taşı Sümerbank’ın bankacılık faaliyetlerinin yanısıra tekstil, demir-çelik, deri, çimento, kâğıt ve selüloz fabrikalarının usulsüz yollarla hiç edilmesi de birebir aynı konudur.

Atatürk’ün bir zamanlar SEKA nın internet sitesinde olan sözü ile bitirmek istiyorum:

“Bir memleket kağıdını kendi yapmadığı zaman ulusal kültürünü yabancı lutfuna bağlar. Kapitülasyonların en tehlikelisi budur.” Vatanını ve çalışmayı gerçekten seven, elini taşın altına koyacak kadar yürekli değerli insanların rüyaları kurtaracak memleketi, buna itimadım sonsuzdur.

İyi Pazarlar, Sevgilerle…💝

#seka #mehmetalikağıtçı #sümerbank

2 Comments

  1. Elifcim kalemine sağlık , birkaç gün önce piste çakılan uçakla ilgili yorum yaptığı için işinden edilen pilotun sözleriyle yazına yanıt vereyim “ ülke freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı hızla iniyor “. 20 yıldır Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyete dair ne var ne yok bitirilme projesi sistematik olarak devrede . Çürümüşlük tüm kademelerde , liyakatın yok edildiği ülkemiz üretmeyen , günden güne daha da fakirleşen ,fabrikaların kapatıldığı satıldığı ,dışa bağımlı ve kurumların yobaz tarikatların eline teslim edilerek ,araplaştırılmaya çalışıldığı bir durumda içimiz kan ağlıyor

    Liked by 1 kişi

  2. Atatürk’ün ölümüyle sinsi sinsi bizi yok etme calismalarina basladilar itinayla yürüttüler.. çıkmadı sesimiz hicbir seye.. bir avuç insan da oturdugu yerde ah, vah etti.. daha da kötü gunler var ufukta. Biz millet olma özelliğimizi kaybettik. Kişisel cikarlar, bana dokunmasin da ne olursa olsunlar.. en büyük sorun tembellik, çalışmayı sevmeyen nesiller geliyor ardimizda. Üretmeden nasil rahat hayat sureriz derdindeler😔 büyük ihtimal bu yok etme planinin icinde zihinsel kontrolü basardi o dış düşmanlar.. kalemine, yuregine sağlık canim. Derin bir yaranin baslangicina dikkat çekmiş olman cok önemli. Ama maalesef senin de, benim de düşünceler burada asılı kalacak sadece. En büyük senaryoyu içimiz acıyarak izliyoruz hep birlikte. Acidir ki, sadece bir filmdi diyemeyeceğiz… İyi pazarlar 💜🥰

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s