20. yüzyıl, pek çok ülkede ve birbirine yakın zamanlarda Yahudilerin topluca kıyıma uğradığı dönem olarak tarihteki yerini almıştır. Bu durum o kadar etkili olmuş ki farklı dillerde, farklı adlarla siyasi ve kültürel terminolojide yer bulmuştur. Mesela Nazilerin yaptığı soykırıma “holokost” denirken, Rusların Yahudilere karşı yaptığı soykırıma Rusçada “pogrom” denmiştir. Bizim ülkemizde ise kelime yerine bölgesel bir ad verilmiş ve “Trakya olayları” (burada şu bilgiyi hatırlatmakta fayda görüyorum, Nazilerin ve Rusların Yahudilere karşı tutumu devlet eliyle yapılmışken, Trakya olaylarında direkt olarak bir devlet baskısından söz etmek zor. Gerçi İlber Ortaylı’ya göre ‘Atatürk ile İsmet İnönü’nün arasının açılmasını sağlayan ilk olay bu olmuştur ama ben gene de Türk hükümetinin böyle bir yağmalamanın tarafı olacağını düşünmek istemiyorum’ şeklinde geçmiştir. Museviler ise özellikle pek çok dilde “holokost” şeklinde geçmiş olaya, holokostun İbranice manasının “tanrıya sunulan adak” olmasından dolayı itibar etmemiş ve kendi dillerinde “her şeyi yıkacak kuvvette olan büyük rüzgar” manasındaki “shoah” kelimesini kullanmışlardır.

Holokost ile alakalı binlerce kitap yazıldı, ‘Schindler’in Listesi’, ‘Hayat Güzeldir’, ‘Piyanist’ gibi başyapıt olarak görülen yüzlerce film çekildi. Özellikle Steven Spielberg yönetmenliğinde çekilen Schindler’in Listesi ayrı bir öneme sahip. Şöyle ki 1993 yılında vizyona giren bu film aslında 1982 kaleme alınan Schindler’in Gemisi adlı kitaptan uyarlanmış ve tamamen kitaba sadık kalınmıştır. Pek çok kişinin izlediğini düşündüğüm filmin mutfak kısmı diyeceğimiz yerindeki ismi bilen bir elin parmakları kadar var ya da yoktur. Kitabın yazarı Avustralyalı Thomas Keneally. Kaçımız bu ismi duyduk?

Buna görselliğin cazibesi mi demeli yoksa Amerikan pazarlamacılığının yansıması mı, karar vermek zor. Filmi izlemeyenler ya da izlese de pek hatırlamayanlar için kısa bir özet geçeyim: Yahudilerin ucuz iş gücü olarak görüldüğü 2. dünya savaşı yıllarında Oskar Schindler isminde bir iş adamı, zamanla Nazi zulmüne tanıklık edip fabrikasında çalıştırdığı Yahudileri kurtarma amacıyla türlü mücadele içine girer ve yaklaşık 1100 Yahudiyi ölümden kurtarır. Schindler’in Listesi filmi tüm dünyayı o kadar etkiledi ki, herhangi bir savaşta zulüm gören insanlara yardım eden kişilere Schindler atıfı yapıldı. Mesela Oskar Schindler’den birkaç sene önce Çekoslavakya’da 669 Yahudi çocuğu kurtaran Nicholas Wilton’a İngiliz basını “İngiliz Schindler’i”derken, Vietnam Savaşı’nda yetim kalan çocukların “operation babylift” projesiyle farklı ülkelere gönderilmesi esnasında yaptığı fedakarlıktan ötürü Robert Macauley’e “Vietnam Schindler’i denmiştir. Aynı şekilde 42 Yahudiyi Nazi soykırımından kurtaran diplomat Selahattin Ülkümen’e de “Türk Schindler’i” lakabı verilmiştir.
Zaman geçtikçe, arşivler açıldıkça, bilgiye ulaşmak daha da kolaylaştıkça görüyoruz ki aslında dil, din, renk, ırk ayırt etmeksizin vicdan sahibi pek çok insan yapılan zulümlere tanıklık ettiğinde, kendi elindeki güç ya da uzmanlık ile olaya bir şekilde müdahale etmeye çalışıyorlar. Şimdiye kadar izlediğim, okuduğum Schindlervari kahramanlık hikayelerinin bana göre en yaratıcısı, en zeka dolu olanı gene 2. dünya savaşı yıllarında İtalya’da gerçekleşiyor.

1943 yılında Naziler Yahudilerin yaşadığı gettolara saldırı düzenliyor ve yakaladıkları Yahudileri sınır dışı ediyordu. Yahudilerin bir kısmı Roma’da bulunan ve dünyanın en eski hastanelerinden biri olan Fatebenefratelli Hastanesi’ne sığındı. Başhekim Giovanni Borromeo önderliğinde hastane doktorları kendilerine sığınan Yahudileri bir şekilde kurtarma yollarını düşündüler. Ve sonunda dahiyane bir fikir buldular: “K sendromu” adında olmayan bir hastalık icat edip bünyesinde bulunan Yahudilerin de bu hastalığa yakalandıklarını söyleyeceklerdi. Derhal bir karantina koğuşu oluşturdular ve Yahudileri buraya yerleştirdiler. Onlara “eğer ki Nazi subayları gelirse, tüberküloz gibi öksürün” uyarısında bulundular. Naziler hastaneye gelip Yahudileri almak istediklerinde hastane görevlileri onların K sendromuna yakalandıklarını, bu hastalığın ölümcül ve bulaşıcı olduğunu söyledikleri anda hastaneyi terk ettiler. Böylece belki de dünya tarihinde ilk ve tek defa bir grup hastane personeli, bir grup insanın hayatını mevcut bir hastalığı tedavi ederek değil de olmayan bir hastalığın teşhisi ile kurtarmış oluyordu!

Sağlıklı, mutlu bir gün dileğiyle..
Sevgilerimle💝
#holokost #Ksendromu #SchindlerinListesi
Elifcim örneklerle zenginleştirdiğin yazına ilave küçük bir parantez açayım ,humanity ne demek?
Insan, beşer
Insanlık, beşeriyet,
Insaniyetperverlik, merhamet, şefkat
insanlık, kişilik, insancıllık, yardımseverlik.Hümanist ise
Insaniyetperver, hayır seven,
Insancıl yardımsever kimse, kendini insanlığa adamış kişi olarak tarif ediliyor . Asırlardır insanın insana zulmü ve kötülüğünün zehrine panzehir olmuş bu iyi insanların iyilik hareketleri . Ayrıca yaşadığımız şu salgın günlerinde canla başla insan sağlığı ve iyiliği için çalışan tüm sağlık emekçilerine de ayrıca teşekkür borçluyuz.
BeğenLiked by 2 people
Teyzecim çok teşekkür ederim katkı ve görüşlerini okumak bana çok iyi geliyor.. İyi yürekli ve insani erdemleri olan insanlar sayesinde dünya yaşanılır bir yer oluyor. Öpüyorum, sarılıyorum canım😘😍❤️
BeğenBeğen
Coronadan dolayı bende uzaklardan sarılıyor ve öpüyorum canım😍
BeğenBeğen