KADINA ŞİDDET

Son yıllarda duymaya, okumaya maalesef alıştığımız, nerdeyse kanıksadığımız 3. sayfa haberlerinden biri şöyle: Antalya’da yaşayan 3 çocuk annesi E.S. uzun süredir şiddet gördüğü, tehdit edildiği, hakkında uzaklaştırma cezası aldırdığı ve boşanma aşamasında olduğu G.S. tarafından kesici aletle yaralandı. Fail gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. E.S, “Benim can güvenliğim yok, tutuklanması için ölmem mi gerekiyor?” dedi.

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/uzaklastirma-karari-aldirdigi-kocasi-bicakladi-boyle-isyan-etti-41579799

Ağustos ayı boyunca 27 kadın cinayeti gerçekleşmiş, 23 şüpheli kadın ölümü yaşanmış. Ekonominin her ay bir önceki aydan daha kötü olması gibi, kadın cinayetleri de her ay bir önceki aya göre artarak devam ediyor. Bunun yanında yukarıda paylaştığım haberdeki gibi sayısı tespit edilemeyen yaralanma, şiddet, taciz, tecavüz gibi can sıkıcı, elem verici durumlar var.

http://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/veriler/2927/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-agustos-2020-raporu

Tarihin en eski kanun maddelerini içeren tabletler Sümerlere aittir. Takriben Milattan Önce 3000 yıllarına ait olan ve Ur-Namnu Kanunları olarak da bilinen bu toplumu düzenleyici maddeler bütününde dikkat çekici bir bölüm vardır: “Bir adam, bir kadını öldürürse cezası kısasa kısastır”

Milattan Önce 1760’lı yıllarda Babil kralı Hammurabi tarafından oluşturulan kanunlarda: “Eğer bir erkek, bir kadını öldürürse ya da tecavüz ederse ölüm cezası alır ya da hadım edilir”

Milattan Önce 1500’li yıllarda Hititler tarafından yapılan kanunlarda 197. madde şöyledir: ““Eğer bir adam bir kadını dağda alırsa (tecavüz ederse), suç adamındır ve o ölsün”

Nerdeyse 4000 yıl önce bile toplumlar caydırıcı olması adına böyle sert kanunlar yaparken yaşadığımız dönemde yeterli tedbirlerin alınmaması düşündürücü. Kadına yönelik şiddeti önlemek için tabii ki tek yapılması gereken ağır cezalar verip suçu caydırıcı hale getirmek değil. Bireylerin ve o bireylerin oluşturduğu toplumun belirli bir bilince sahip olması adına eğitim vermek, bazı düşünceleri empoze etmek, aşılamak gerek. Hatta sinekleri kovmak yerine bataklığı kurutmaya çabalayacak ve bu canavarca hislerin arkasında ne var onu tespit etmeli. Ekonomik mi, kültürel mi, dinsel mi, geleneksel mi, hepsini en ince boyutlarına kadar ele alacak ve daha anaokuldan başlayarak müfredata bu yönde pedogojik eklemeler yapılmalı. Aklı başında bireyler yetiştirip cezai yaptırımla da destekledikten sonra bu tip hadiselerle sıklıkla karşılaşmak da pek mümkün olmayacak. Bu kadar basit bir şey neden yapılmıyor, çünkü yıllardan beri çatışmalardan beslenen bir halk ve siyasi otorite var. Oturup araştırdım ve “kadın” hakkında mevcut yönetimin söylediği sözleri çıkardım. Binlerce onur kırıcı, can sıkıcı söylevi buraya eklemek mümkün değil elbette ama birkaçını paylaşayım:

“Bir tane kız mıdır kadın mıdır bilemem.” (Recep Tayyip Erdoğan / Dilşat Aktaş hakkında.)

“Kadına şiddet abartılıyor.” (Recep Tayyip Erdoğan / son 7 yılda yüzde 1400 artan kadın cinayetleri hakkında.)

“Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.” (Recep Tayyip Erdoğan)

“Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum.” (Recep Tayyip Erdoğan)

“Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya.” (Recep Tayyip Erdoğan / Münevver Karabulut cinayeti hakkında.)

“Kadınsa o da iffetli olacak. mahrem namahrem bilecek. herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak.” (Dönemin Başbakan Yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent Arınç)

“Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.” (Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ)

“Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum” (Akp Milletvekili İnsan Hakları Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün)

“Tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı. Bosna’da kadınlar tecavüze uğradılar ama doğurdular.” (Akp Milletvekili İnsan Hakları Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün)

“Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın.”  (Melih Gökçek)

“Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün.” (Melih Gökçek)

“Medya olayı abartıyor. kadına yönelik şiddet algıda seçicilik.” (Dönemin Aile Bakanı Fatma Şahin)

“Evdeki işler yetmiyor mu?” (Orman Bakanı Veysel Eroğlu / Kendisinden iş isteyen kadına.)

“Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.” (Eski Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek)

“Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.” (Akp İl Genel Meclis Üyesi Erhan Ekmekçi)

“Örtüsüz kadin perdesiz eve benzer. Ya satılıktır, ya kiralık.” (Akp Ünye ilçe tanıtım ve medya başkanı Süleyman Demirci)

Kimseyi karalamıyorum, iftira atmıyorum, hepsi ismi geçen kişilerin arkadaş ortamında ya da aile arasında falan söylediği sözler değil. Milyonlarca insanın gözünün önünde yapılmış konuşmalar. Böylesi hakim bir politik konjonktürde kadına şiddetin artmaması mümkün mü?

İşte yaklaşık 2 ay evvel yaşanan, nasıl tanımlayacağımı bilemediğim bir olayda karar merci olanlar da bu anlayışın uzantısı sonucu görev yapan kişiler. Haber şöyle: Bursa’da PTT müdürü, emri altında çalışan bayan memurun kalçasına dokundu. Olay sonrası gözyaşlarına boğulan genç kadın, konuyu yargıya taşıdı. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “cinsel saldırı gerçekleşmiştir” kararının temyiz edilmesiyle devreye giren Yargıtay, “Müdür babacan tavır sergilemiştir” diyerek oy çokluğu ile verdiği kararla mahkumiyet kararını bozdu.

https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/mudur-memurenin-kalcasina-dokundu-yargitay-babacan-tavir-dedi-6251828

Suçu önlemek, cezalandırmak yerine nerdeyse suça teşvik eden böyle bir adalet sistemiyle “kadına şiddet”i önlemek hayalcilik değil de ne?

Bir gün herkese lazım olacak “adalet” dolu günler dileğiyle, mutlu pazarlar..

Sevgilerle 💖

2 Comments

  1. Elifcim kalemine sağlık .Dünyadaki birçok ülkeden önce Ulu önder Atamızın en çok önem verdiği kadın hakları ; egitim,seçme seçilme , tek eşlilik ,kadının sosyal hayattaki hakları ve söz sahibi olması ve özgürlüğüne kavuşması ,Cumhuriyet ve demokrasi sayesinde olmuştur.Bugün gerek Arap yarımadasında gerekse ,dünyadaki birçok müslüman ülkeden farklı olmamızın yegane nedeni budur. Yazında kaleme aldığın konu için Arap ülkelerinin yönetim şekli ve kadının nasıl yok sayılıp hatta insan bile sayılmadığına bakmak yeterlidir. Arap sevicilere duyurulur.

    Liked by 2 people

  2. Kalemine saglik canım. Konu üzerine ne söylesek boş.. Balık bastan kokuyor. Şiddet sadece öldürmek, yaralamak kesmek biçmek degil. Din kisvesi altinda, kendi eksikliklerini fiziksel olarak kendilerinden daha zayif olandan cikaran yaratilmislar .Erkekler 😡!!!!
    oglan doguran analar taclandirilmis, oglu ile babasının, kocasinin caldigi kimliği geri almaya calisan kadinlar.. kocasinin “sen benimsin” i kabul edip, mutlu olan kadinlar..
    Töreler, adetler vs vs.. tiksiniyorum..
    Bir tane evladim var. İnsan olarak, önce kendine, ve tüm yaratilmislara saygi duymayi ogretmeye çalıştım. Umarim basarmisimdir..
    Elimde olmadan ben de hem cinslerimi mi sucladim acaba🤔.
    Kisacasi yine iş bize düşüyor.. dogmalarina vesile oldugumuz cocuklarimiza en doğruyu aktarabilmek ilk gorevimiz olmali..
    Tesekkur ediyorum, guzel prensesim hep birlikte yarinlarimizi insaa etmek umuduyla..

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s