Sen sadece bir insansın!

İmparator Marcus Aurelius Roma İmparatorluğu’nun en iyi beş imparatorundan sonuncusu aynı zamanda bir filozoftu.

İmparator Marcus Aurelius’un Türkiye’de bulunan ilk büyük heykeli

Bir rivayete göre Roma Şehir Meydanı’na inerken kendisiyle birlikte yürümesi için arkasında bir uşak bulundururdu. Bu uşağın sadece bir tek görevi vardı. İnsanlar Aurelius’a övgüler yağdırırken, o sürekli imparatorun kulağına “sen sadece bir insansın” diye fısıldıyordu.

“Sen sadece bir insansın..”

Mevki ve makam hırsı, kibiri keskinleştirdikçe, kalbi maneviyatı katılaştırır. Ego tavan yaparken, düşüncelerin ve alınan kararların daha çok bulunduğu yeri korumakla ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Vicdan ihtirasın önüne geçemediğinde şunu unutursun:

“Sen sadece bir insansın..”

Edip Cansever’in ‘Mendilimde Kan Sesleri’ şiirinde ‘Ahmet abi’ sine seslendiği gibi:

“…Gülemiyorsun ya, gülmek

Bir halk gülüyorsa gülmektir

Ne kadar benziyoruz Türkiye’ye Ahmet Abi…”

20 Mart Dünya mutluluk günüymüş, ilkbahar ekinoksu gece ve gündüzü eşitleyecekmiş, sanırım bazıları mutluluk ve eşitlikten fazlasıyla almış olmalı ki, bizimki kısa kalmış Edip abi..

Çoluk çocuk, yarısını aldığın bir ömür, havasına, suyuna, taşına, toprağına cennet dediğin memleketin sevdası, ağzında sakız ettiğin umutun son kırıntıları, cep delik, cepken delik, dişlerin ekmeği bile hakkıyla kesmez olmuş. Abartısı yok, yalanı hiç yok, ağzının tadı yok ve bıkmışsın..

Okursun, yazarsın, çizersin, hakka, hukuka inanırsın, sırf körüklememek için ateşi, demir leblebi gibi yutarsın öfkeni ama ideallerin vardır, doğruyu ve yanlışı gece gündüz gibi ayırt edebilirsin. Ne eğilmek, ne bükülmek, dik durmak istersin ve güzel günlerde beyaz perçemler düşsün istersin emekçi alnına.

Sen dördüncü uykunun en derin perdesinde, neler olmuş, neler değişmiştir memlekette? Demek ki ‘sen uyu vatandaş, gözünü açma’ derler. Haberlerde aynı oyunu defaeten izlersin: siyasi sahnede atışma, sataşma, saygısızca hitaplar, laf atmalar.. Shakespeare’in ‘Yanlışlıklar Komedyası’na çıkar biletin, sahne değişir, rolleri değiştirecek mucize de gelmez.

Bir uçak bileti alıp, gidilmez memleketten. Gittiğini sanırsın, yine de gidemezsin. Yurtdışında kalemşorluğa sığınırsın, vatanı kağıt üstünde kurtarırsan da fiiliyatta işe yaramaz.

Belli ki senin aldığın mesajı alamayanlar var, ‘cahil’ dersin ama kibirin rengi ile cehaletin gözü karadır. Ulu önder Atatürk tarafından askeri okullarda okutulması tavsiye edilmiş bir kitap var: Grigory Petrov’un ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ yozlaşmış ve her açıdan geri kalmış Finlandiya’nın küllerinden doğuşunu anlatıyor. Karakterlerden bazıları kurgu olsa da kitap şu anda özenilecek eğitim ve sosyal şartlara sahip Finlandiya’nın tarihi devriminin yaşanmış hikayesini konu alıyor.

Kitapta geçen iki pasajı aktarıyorum:

“Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da, hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır?”

“Aydın olmak modaya uygun elbise, şapka ve kolalı gömlek giymek değildir. Aydın kesim,bir milletin beyni gibidir. Millet sizi iyi bir öğrenim gördükten sonra, bir maaşa konasınız; akşamları, kahvelerde iskambil veya domino masasının başına geçip eğlenesiniz diye okutmamıştır.”

Yapı kuracaksan, temeli hakkıyla kazacaksın, tek tek koyacaksın tuğlaları. Köy, şehir, dağ, bayır ayırmadan, çalışacaksın, bir kişi, bir mum gibi parlayacak. Çocuklara ilham olacaksın, güzel örnek olacaksın. İyi yetişmiş bir nesil kimseye statü kaybettirmez bilakis ışık çoğaldıkça güçlenir. Maddiyat yerine erdem, bilgi, sevgi ve vizyon verebilmek bütün mesele..

Huzurlu, güvenli yarınları dileyen yürekler, karamsarlığın damlalarıyla ıslanıyor. Çocuklar, bebekler, kadınlar, erkekler ve herkes için bu ülkenin ‘yaşanabilir’ olması dileklerimle..

Ömür kısa, sen yaşarken hatırla: ‘ sen sadece bir insansın’..

Sevgilerimle 💜

4 Comments

  1. Yazının içeriği bir tarafa, üslup kırgın, küskün ama acıyla büyümüş Elif’im.. harikasin ..💜 ben “sadece bir insanim” bende ” insan olmaya calisiyorum” seklinde. Kendi adıma hep suçluluk duyuyorum. Uzerimize düşeni yapmadık.. konfor alanimizdan ödün vermeye korktuk diye düşünmekten kendimi alamiyorum…
    Öyle bir yazı olmuş ki, tokat gibi, aslinda gördüğümüz, ama görmezden geldigimiz her şeyi önümüze seriyor.. kalemine, yüreğine aklına sağlık canim.. 🙏

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s