POST-TRUTH

IFOP (Fransa Kamuoyu Enstitüsü) 1938 yılından beri Fransa’da hizmet veren, anket ve pazar araştırmaları yapan dünyanın köklü ve güvenilir kurumlarından birisidir. Enstitü, 2. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra yani 1945’de geniş çaplı bir kamuoyu araştırması yapıyor. Soru şu: “2. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın yenilgisine en çok hangi ulus katkıda bulunmuştur?”

Sonuçlar şu şekildedir:

%57 Rusya

%20 ABD

%12 İngiltere

Kurum aynı anketi 1994, 2004 ve 2015 yılında tekrar yaptığında çok ilginç sonuçlar çıkar

Tabloda da görüldüğü gibi yıllar geçtikçe Rusya’nın daha fazla katkı yaptığı düşüncesi azalırken, ABD’nin katkısı aynı oranda artmış. Yani savaşa tanıklık etmeyenler, savaşı yaşayan, içinde bulunanlardan tamamen farklı düşünce içine girmişler. Oysa savaşın bittiği yılda Fransa’daki gazeteler bile en fazla katkıyı veren ülkenin Rusya olduğu haberini yapıyordu. Gazete haberindeki ikinci satırda: “Yenilgiye en çok Rusya katkıda bulundu” yazıyor.

Almanya, savaş boyunca 783 tümen toplamış ve bunların 586 tanesi Rus ordusuyla savaşmıştı. Yani Almanya’nın yenilmesi tamamen Rusya yüzünden olduğu halde nasıl olmuş da sonraki yıllarda görüş belirtenlerin çoğu Rusya’yı küçümseyip ABD’nin daha fazla mücadele ettiği fikrine kapılmışlar?

Birçok neden sıralayabiliriz ama bana göre en önemlisi propaganda yani sinema, yani Hollywood. Shindler’in Listesi, Er Ryan’ı Kurtarmak, Kwai Köprüsü, İnce Kırmızı Hat gibi 2. Dünya Savaşı’nı konu alan ve sinema tarihinin en değerli filmleri olarak kabul edilen eserler, bunun yanında yüzlerce Hollywood çıkışlı film bir anlamda savaşın ana kahramanının ABD’de olduğunu empoze etmişti.

2016’da Oxford Sözlüğü “yılın kelimesi” olarak “post-truth” kavramını seçti. Dümdüz bir şekilde “gerçek sonrası” diye çevrilse de Oxford Sözlük bu terimi şöyle tanımlıyor: “objektif gerçeklerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu”. Yani şunu söylüyor: artık hakikatin önemi yok, insanlar olaylara duygusal veya inançları doğrultusunda yani kendi kanaatlerine göre yaklaşıyor. “Gerçek”e değil de, kafasındaki “gerçek”e itibar ediyor. Mesela resmi gazeteye dahi inanmayan şu amca gibi:

Esasında videodaki hiçbir şeye inanmayan amca ile Almanya’nın yenilmesini sağlayan ABD diyen Fransızlar arasında hiçbir fark yok. Çünkü siyasi alanda tıpkı Hitler’in arkasındaki Propaganda Bakanı Goebbels’in “Yalan ne kadar büyük olursa inananlar o kadar çok olur” sözü her zaman geçer akçedir. Gerçi bunu sadece siyaset ile de sınırlamamak lazım. Mesela ülkedeki itibarını sürekli kaybeden kurumlardan biri Türk Dil Kurumu. Bugün bir kelimenin yazılışını ya da anlamını farklı gösterir, yarın başka. Ama “otobüs” için “çok oturgaçlı götürgeç” tanımı Türk Dil Kurumu’na ait bir tanım değil. Bunu Rauf Tamer, bir köşe yazısında sanki Türk Dil Kurumu söylemiş gibi belirtince zihinlerde öyle kaldı. Tabii Türk Dil Kurumu’nun sevimsizliğinden dolayı çoğumuz buna inandık.

Bugün halkın azımsanmayacak bir kısmı CHP’yi “camileri ahır yapan parti” olarak tanımlıyor değil mi? Doğrudur, bazı camiler özellikle 2. Dünya Savaşı döneminde güvenlikli alan diye kıymetli eşyalarla doldurulmuş, bazılarına saman siloları eklenmiş, Cumhuriyet döneminde de ihtiyaç fazlası olan bazı camiler satılmış. Bunlar resmi kayıtlı olan durumdur ve kimsenin inkar etmesine de gerek yoktur. Ama bu camileri satma olayı CHP’den önce Vahdettin döneminde de yapılmış. “Taksim’e cami yapılsın” diye sürekli çığırtkanlık yapıp bir süre önce de coşkuyla Taksim Cami’sini açanların gerçeği sakladığı bir şey var, Taksim’de bir cami varmış ve bunu Vahdettin satmış. Araştırınca neler çıkıyor karşımıza. En fazla cami Adnan Menderes döneminde satılmış ya da yol geçecek diye yıkılmış. Hatta İlber Ortaylı şöyle diyor: “Falan mahallelerdeki camilerin depo yapıldığı söyleniyor ama Menderes’in imar çalışmaları sırasında rölöveleri ve albümleri bile çıkarılmadan tarihe gömülen Mimar Sinan mescitlerinden, Beyazıt’ta yıkılan Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii ve Medresesi’nden bahseden Müslüman yok. Topkapı’daki Kara Ahmet Paşa’nın Mimar Sinan eseri zarif sebilinden (ki bence istisnai bir Rönesans tipi fontanaydı, inşaat makineleriyle yıkılışını gözümle gördüm) bahseden Müslüman da yok. Bu memleketin tahribi şu veya bu grubun işi değildir. Yaptığımız toptan bir kepazeliktir” (Milliyet Pazar Eki  “Cami olmaktan çıkan camiler” başlıklı yazı)

“Yeter ki yol yapılsın cami bile yıkarım, gider başka yere yaparım” …Şu da mevcut iktidar döneminde Malatya’da AVM yapılmak için feda edilmiş Hal Cami’sinin yıkılışının videosu:

O veya bu nedenlerle hemen her iktidar döneminde bir şekilde camiler yıkılmış veya satılmış ya da kullanılmaz hale getirilmişken neden “sadece” CHP=camileri yıkan parti olarak biliniyor ve inanılıyor? İşte cevabı post-truth.

“Gerçek” ne zaman daha güzel olmuştur ki “yalan”dan!

İyi Pazarlar.

2 Comments

  1. Elifcim kalemine sağlık gücü elinde bulunduranların kendilerini sağlama almak ve koltuklarını kurtarmak adına yaptıkları bu algı ve ilüzyonlara hizmet eden tüm araçlar fazlasıyla her devirde hizmetkarlığa devam eder . İlber hocayı takip eden biri olarak yazında bahsettiğin tarihi geçmiş ve günümüzdeki vandallıkları üzülerek okuyup haberdar olmuştum . Daha az cahili olan bir dünyada yaşamak dileğiyle sevgiler Elifcim.

    Liked by 1 kişi

  2. Bu ülkede cami sayısı abartıldığı gibi camileri koca şehirin göbeğinde devasa bir biçimde yapıp doldurmayan kafalar o videodaki cahil kafayı istediği gibi yönlendiriyor ve kullanıyor. Bu yetmezmiş gibi aynı geri kafa dünyanın her yerinde cami yaptırıp milletin kaynaklarını kuruttu ama hala yalan ve hile ile kendi yarattıkları felaketi sanki başka bir ülkede yaşıyoruz gibi yutturmaya çalışıyor. Ne büyük akıl soygunu!

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s