TARİHİ YOLCULUK

Yakın dönem Türk siyasi tarihinin en önemli figürü Süleyman Demirel: ” Meseleleri mesele etmezsek mesele kalmaz” diye halkı idare edip kandırırken, bayrağı devralanlar da benzer saçmalamalara devam ediyor. “Ticaret Bakanımız fantastik bir beyanda bulunmuş: “Son yılları saymazsak enflasyonumuz %8’dir”. Ben de son yılları saymazsak 15 yaşındayım 🙂 Ne yazık, bu güzel ülkeyi bu adamlar yönetti ve yönetiyor işte… Neyse, üzerinde konuşmaya değmeyecek açıklamalar. Haberi okuyunca, her ne kadar ironi olduğu belli olsa da Osmanlı dönemi Maarif Nazırı (bugünkü Milli Eğitim Bakanı) Emrullah Efendi’ye atfedilen “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim” sözünü anımsadım. Bugünlerden hayır yok bari biraz geçmişe doğru yolculuğa çıkalım istedim. Eşlik eder misiniz 🙂

Emrullah Efendi bakanlık görevine yeni başladığında ortaöğretim kurumlarında bazı yenilikler yapmak istemiş. Bu çerçevede Mekteb-i Sultani’de (bugünkü bilinen adıyla Galatasaray Lisesi) de değişiklikler yapmaya kalkışmış. Dönemin okul müdürü Tevfik Fikret, kendisinden onay alınmadan, tepeden inmeci verilen bu kararlardan hoşnut olmamış, itiraz etmiş, haliyle Emrullah Efendi ile arası açılmış. Bir süre sonra da müdürlük görevinden istifa etmiş. İlk başlarda Emrullah Efendi istifayı kabul etmemiş ve tekrar düşünmesini söylemiş olsa da Tevfik Fikret kararından dönmemiş. Tabii o dönemin en önemli ortaöğretim kurumu Mekteb-i Sultani ve devletin ileri gelenlerinin çocukları hatta veliaht şehzade Abdülmecit Efendi’nin oğlu Ömer Faruk bile bu okulda öğretim görüyor. Haliyle Tevfik Fikret ve bakanlık arasındaki bu sürtüşme toplumsal meseleye dönüşüyor. Hükümete yakın gazeteler Emrullah Efendi’ye destek verirken, muhalif gazeteler de Tevfik Fikret’in yanında yer alıp bu olaya dair yorum yapıyorlar. İstifa sonrası Emrullah Efendi okulun müdürlüğüne Salih Zeki Bey’i getiriyor. (Buraya büyük bir parantez açalım. Salih Zeki Bey, küçük yaşlarda annesi ve babasını kaybettiği için Darüşşafaka’da eğitim alıp okulu birincilikle bitirmiş çok zeki biri. Esasında uzmanlığı matematik olsa da tarih, fizik, astronomi gibi konularda da çalışmalar yapmış mesela Rasathane’de müdürlük görevine getirilmiş, üniversitelerde dersler vermiş çok önemli bir alim. Kendisi aynı zamanda Halide Edip Adıvar’ın da ilk eşi. Halide Edip lise son sınıftayken Salih Zeki’den özel matematik dersleri alıyor. Aralarındaki bu öğretmen-öğrenci ilişkisi aynı sene içinde karı-koca ilişkisine evriliyor. Bu kısım önemli, çünkü o yıllarda Halide Edip henüz 16-17 yaşlarındayken Salih Zeki Bey 37 yaşında. Öğrencilerin, öğretmenlere olan hayranlığı, kimi zaman geçici olan aşkı, tarihin her döneminde yaşanmış ve yaşanıyor olsa da öğretmenlerin, öğrencilerine hissi duyguyla yaklaşmasını çok da anlayamıyorum. Beyni, fikri henüz şekillenmemiş, ne yaşadığının farkında dahi olmayan gencecik çocuklara yakınlık duymak hangi dürtünün eseri olabilir ki? Bunu “cinsel açlık”, “pedofili”, “genç olana karşı ilgi” gibi cevaplarla açıklamak beni çok da tatmin etmiyor. Neyse devam edelim. Bu arada Salih Zeki zaten başkasıyla evli. Eşinden ayrılır ayrılmaz Halide Edip ile evleniyor. Peki bu evlilik nasıl bitiyor? Salih Zeki, ikinci bir eş almak istediğini söylüyor. Halide Edip de tabii ilk gençlik yıllarındaki gibi değil. Okumuş, kendini geliştirmiş, olgunlaşmış bir kimliğe büründüğü için bu tavrı hakaret gibi algılıyor ve Salih Zeki’ye kapıyı gösteriyor. Toplumların nasıl evrim geçirdiğini anlamak için önemli bir örnek. Daha önce de bu platformda mesela şu yazıda: https://elifata.com/2022/02/06/halk-agir-vergiler-altinda-eziliyordu/ bazı “büyük” dediğimiz isimlerin bugün asla makul göremeyeceğimiz defolarından bahsetmiştim. O kadar bilimle, öğrenmeyle içli dışlı olup çarpık ilişkiler yaşamayı da “zeki insanların kafaları farklı çalışıyor, o yüzden tatmin duyguları farklı” gibi bir yorumla açıklamayı doğru bulmuyorum. İsmini geçirdiğimiz, büyük şair, fikir adamı diye tanıdığımız Tevfik Fikret de 15 yaşındaki dayısının kızıyla evleniyor. Normal mi?)

Emrullah Efendi, Salih Zeki Bey’i göreve getirdiğinde hükümete yakın yayın organlarına yayımlanması için bir yazı gönderiyor. İçeriğin son cümlesinde “bir şairin yerine bir alimi getirdik” ifadesi yer alıyor. Bu sözü şairler, edebiyatçılar küçültücü bir ifade olarak değerlendirip zaten gergin olan ortamı iyice alevlendiriyorlar. Olaylardan etkilenen öğrenciler belki de o zamana kadar belki dünya tarihinde ilk defa gerçekleşecek olan büyük bir protestoya imza atıyorlar. Çünkü üniversitelilerin boykotlarına, eylemlerine tanıklık edilmiştir ama lise öğrencilerinin böyle bir hareket içinde olması alışılmış bir durum değildir. Hiçbiri derslere katılmıyor. Eğer Tevfik Fikret göreve tekrar gelmezse okuldan ayrılacaklarını bildiren imzalı bir bildiri yayınlıyorlar. Sadrazam’a durumu anlatan bir mektup gönderiyorlar. Son çare olarak da büyükçe bir grup Beyoğlu sokaklarına dağılıp gösteri yapmaya başlıyorlar. Tabii bu öğrencilerin arasında yukarda söylediğim gibi Veliaht şehzadenin oğlu yani bir anlamda kendisi de Osmanlı padişahı olabilecek Ömer Faruk da var. (Buraya da bir paragraf açalım. Ömer Faruk sonraki yıllarda Alman ordusunda eğitim alacak, madalya sahibi yani askerlik konusunda bayağı yetkin biri olacaktır. Aynı zamanda Atatürk ile çok yakın arkadaş. Vahdettin’in güzelliğiyle meşhur Sabiha isminde bir kızı var. Çoğu kaynağa göre Atatürk, Sabiha Sultan ile evlenmek istemiş. Bazı kaynaklara göre evliliğe zorlanmış, bazısına göre de Vahdettin bu evliliği istemiş. Gerçek nedir bilmiyorum ama ben Atatürk’ün bu istekte bulunduğunu düşünüyorum. Çünkü Atatürk’ün Enver Paşa ile içten içe rekabeti vardı. Enver Paşa, saraya damat olduğu için çok önemli mevkilere geldi. Kafasındakileri gerçekleştirebilmek için böylesi bir evliliğe meyledebileceğine inanıyorum. Böyle düşünmemin bir nedeni de Sabiha Gökçen’in aslen Ermeni olduğu iddiaları vardı. Ne kadar doğru bilmiyorum, önemli de değil ama eğer gerçekten böyle bir durum varsa manevi kızı olarak ona “Sabiha” isminin verilmesi manidar. Kaderin cilvesi, Sabiha Sultan ile Atatürk değil ama onun yakın arkadaşı Ömer Faruk evleniyor. Bu da önemli, çünkü Sabiha Sultan ile Ömer Faruk kuzen ve Osmanlıda daha önce akraba evliliği yaşanmadı. Saltanat kaldırılıp Cumhuriyet kurulduktan sonra Osmanlı hanedan üyelerinin ülkeden gönderilmesi için Meclis’te karar çıkıyor. Ömer Faruk, Atatürk’ten yardım istiyor. Atatürk’de bir mektup gönderip “Karar tüm hanedan içindir. Dostum olsanız bile size yardım edemiyorum” diyor. Elbette o yıllarda yeni kurulan bir devlet var, azımsanmayacak derecede padişah yanlıları hala ülke için tehlike oluşturuyor. Bir hanedan üyesinin ülke içinde olması yeni huzursuzluklara sebebiyet verebilirdi. O yüzden kararı eleştirmek anlamsız…

Hanedanın da olayların içine girmesi, Tevfik Fikret’in boykot yapan öğrencilere “okulunuza dönüp eğitiminize devam edin” şeklindeki telkinleri ile olaylar duruldu. Kim bilir belki bu hadiseden sonra Emrullah Efendi ilk paragrafta yazdığım: “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim” sözünü söylemiştir.

Bunun benzerine geçen sene Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektörlük atamasında tanıklık ettik. İsimler, statüler, mekanlar değişse de bazı durumların süreklilik arz ediyor olması can sıkıcı. Oysa hiçbir eğitim kurumu kişisel ihtirasların, kavgaların, politik rövanşların, inançların, dünya görüşünün etkisiyle karar alınacağı yerler değildir.

İyi Pazarlar…

2 Comments

  1. Merhaba Elif,
    Babam rahmetlinin zor durumlar için sık kullandığı bir sözdü, çünkü kendisi de eğitimciydi. Bu bakan bozuntusu, eskilerin sözüyle “halt etmiş.” Böyle saçma sözü eden adamın zeka yaşı ve neden o mevkide olduğu herkesçe bilinen bir gerçek. Yine de çok keyif verici bir yazı olmuş. Sağolasın.

    Kitabını geldiğimde bir solukta okudum ama imza gününde olamadığım ve yazıların arkasındaki pırıl pırıl insanı tanımak kısmet olmadığı için üzüldüm, ama umarım gelecek sefere… Iyi pazarlar dilerim.

    Aydın Ertürk

    Sent from my T-Mobile 5G Device
    Get Outlook for Androidhttps://aka.ms/AAb9ysg

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s