DEPREM DEĞİL, CEHALET ÖLDÜRÜR

Günlerdir nereye baksak depreme dair bir görüntü ile karşılaşıyoruz. Bu duygu-yoğun atmosferden kurtulmak kolay değil. Çünkü çoğumuz bir fay hattının üzerinde yaşamımızı idame ettiriyoruz ve karamsarlık gibi olmasın ama belki de kendi sonumuzun fragmanını izliyoruz. Ahlaksız müteahhitlerin, rüşvetçi tapu ve iskan görevlilerinin, beceriksiz hükümetlerin, yozlaşmış yargının olduğu bir ülkede en huzur bulduğumuz yer olması gereken evlerimizde serçe ürkekliğinde yaşayıp gidiyoruz. Almanya’da müteahhit sayısı 3.600, Avrupa’nın tamamında 25.000, bizde ise 460.000 imiş. Korkunç bir sayı. Neden bu kadar yüksek? Cevabı basit: Denetim yok, yetkinlik belgesine gerek yok, herhangi bir sorumluluğu yani ceza alma durumu yok. Yeter ki biraz paran olsun. Bul bir arsa, dik binayı, yaslan arkana…

Şans eseri depremden kurtuldun diyelim, bu defa da seni enkazdan çıkartanların bilgisizliğine maruz kalabiliyorsun. Uzmanlar ısrarla: “Enkazdan çıkan insanlar şokta olabilir, iç kanaması, kırıkları olabilir. Bu yüzden yüksek sesle konuşmayın, onları sarsmayın” diye uyardıkları hâlde, sanki yeni bir akım gibi çoğu kişi tekbirler eşliğinde enkazdan çıkarılıyor. Hani ansızın bastıran yağmur esnasında gaipten haber alıp da o anı bekliyormuş gibi hemen yanı başımızda beliren şemsiye satıcıları olur ya, bu tekbirciler de öyle. Artık AFAD’ın mı, Kızılay’ın mı yoksa başka bir kurum ya da vakfın mı bilmiyorum “tekbirciler” diye bir bölümü var sanırım. Yoksa “gerçek” kurtarma görevlileri uzmanların söylemiş olduklarını biliyor olmalı. Tabii deprem bölgesine canlı tanıklık etmedim. Bize gösterilen video ve fotoğraflar sayesinde haberdar olup yorum yapabiliyoruz. Televizyonda ne zaman bir enkazdan canlı çıkartılan birilerini görsem, başında mutlaka tekbir getirenler oldu. Zaten enkaz çalışmalarına katılan madenciler, yurtdışından gelen arama kurtarma ekipleri sözleşmiş gibi şunu söyledi: “Biz göçük altındaki kişiyi tespit edip kurtarıyoruz, o esnada AFAD yetkilileri gelip ‘sizin işiniz bitti, bundan sonrası bizde’ deyip enkaz altından onlar çıkartmış gibi davranıyorlar”. Nasıl bir kepazelik, nasıl bir fırsatçılıktır bu! E nerdeyse çoğu il müdürünün en temel ilk yardımı dahi bilmeyen, tek yetkinliği imam hatip mezunu olan insanlardan oluşan bir kurumdan başka ne beklenebilir ki? Üzerinden iki hafta geçmesine rağmen hâlâ dokunulmayan enkazlar, ulaşılamayan yerleşim yerleri olduğu hâlde daha depremin ilk gününde “her yere ulaşıldı” diye “kriz”i değil ama “algı”yı yöneten güruh… Zaten mevcut hükümetin temel politikası bu: algı yönetimi. “Asrın felaketi” diyerek “sorun bizde değil, felaket çok büyük”, kendilerine güven duyulmadığı için AHBAP’a bağış yapılınca “provokasyon”, henüz enkazdan çıkarılanlar olduğu hâlde bütün televizyon kanallarını ortak yayına geçirip dilencilik yaparak “çok güçlüyüz” imajı vermek, son bahane hepsinden daha feci; İçişleri Bakanı şöyle diyor: “biz İstanbul depremine hazırlık yapmıştık” ilköğretim yıllarında biz de böyle derdik öğretmene “çalışmadığımız yerden sordunuz öğretmenim”. Yani suçlu kendileri değil direkt Allahmış. Oysa 2019 yılında kendisinin de yer aldığı Kahramanmaraş’ta deprem simülasyonu yapılmış. Ve orada gösterilen her şey yaşandı. Hatta etkinliği yaptıkları otel bile yıkıldı. Ehil kişiler o kadar uyarıda bulundu: “havaalanları fay hattının üstüne yapılmaz” diye. Buna kulak tıkayıp Hatay’daki havaalanını fay hattının üstüne yaptınız, depremde de zemin parçalandı ve hiçbir uçak inemedi. Sorumlusu kim ya da kimler?

Hatay Havaalanı

Bakın hâlâ uzmanlar uyarıyor. Bu ne bilgisizliktir!

Pamukova’da hızlı tren kazası olur, onlarca kişi ölür, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım “içim rahat, suçlu makinist” der ve istifa etmez. Bakanların rüşvet aldıkları ispatlanır, ayakkabı kutularında paracıklar çıkar “suçlu fethullahçılar, içimize kadar girip bizi dinlemişler” derler ve istifa eden olmaz. On koca şehri etkilemiş, 40 bin veriliyor ama bana göre yüzbinleri bulan ölümün olduğu bir deprem yaşanıyor ve gene tek bir istifa yok. Bir kişinin bile “görevi kötüye kullanma” suçu yok mu Allah aşkına? Dillere pelesenk olmuş “bizde istifa kültürü yok” sözü beni her zaman rahatsız etmiştir. Çünkü istifa esasında bir kültür değil, ar, haysiyet, onur yani vicdan meselesidir. Toplumun kültürü, bireyin vicdanı vardır. Yetki alanında olan bir sorundan dolayı kendini mesul saymıyorsan o senin haysiyetsizliğindir, topluma tahvil edemezsin.

Her ölüm birileri için erken ve trajiktir ama bir gerizekalının sosyal medyada paylaşım yapma sevdası yüzünden enkazdan sağ çıkarıldığı halde hayatını kaybeden Azra Duru Malaç’ın vefatı beni derinden sarstı. Keşke her tarafı kırık, iç kanama geçirdiği hâlde tepkisiz bir şekilde duran minik Azra’nın videosunu hiç görmeseydim. Göçükten canlı çıkıyorsun ama aptalın biri seni kucağına alıp güya sevimlilik yaparak video çekiyor. Hiçbir televizyon kanalında, hatta muhalif olarak bilinen Halk TV’de bile bu konu hiç gündeme gelmedi ya da ben denk gelmedim. Hoş, haberi yapılmış olsa hâlâ üzerine gidiliyor olmalıydı. Hadi hükümet için insan hayatının önemi yok da bari muhalefet ya da sivil toplum örgütleri dile getirseydi.

O sorumsuz adam kim, adı, bağlı olduğu kurum ne, neden hakkında işlem yapılmadı bilmiyorum. Depremin, göçüğün yapamadığını “cehalet” yaptı ve daha hayatının henüz başındaki Azra hayata veda etti. “Deprem değil, bina öldürür” sözü yerini “deprem değil, cehalet öldürür”e bıraktı.

Cehalet, Azra’dan bir hayat çaldı ve sorumlusu da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. Ruh halimizi de Nazım Hikmet dile getiriyor:

“Öyle ölüler vardır ki,

Ben onların öldüklerini düşündükçe,

Vakit olur,

Yaşadığımdan utanırım.”

İyi Pazarlar…

1 Comment

  1. Of ki of! Yarim akilli bir vatandas depremde 16 yakinini kaybetmis diyorki; “Reis babamiza guveniyorum bize ancak o yardim eder”. Bu insanlara Allah akil versin demekten baska ne denir? Iyi haftalar Elif. Aydin

    Sent from my T-Mobile 5G Device Get Outlook for Androidhttps://aka.ms/AAb9ysg ________________________________

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s